Dünyada elmadan sonra en çok tüketilen meyve olan portakal hem lezzeti hem de sulu yapısıyla ülkemizde de çok fazla tercih edilir. Portakalın anavatanı Çin olsa da birçok farklı bölgede yetiştiriciliği yapılmaktadır. Ülkemizin Akdeniz ve Ege bölgelerinde sıklıkla yetiştirilmektedir. Buna ek olarak Rize’nin kıyı şeridinde de yetiştirilir.
Akdeniz ve Ege bölgelerindeki portakal yetiştiriciliği ülkemizdeki toplam turunçgil yetiştiriciliğinin %50’sini oluşturmaktadır. Akdeniz bölgesinde önemli bir geçim kaynağı olan portakal yetiştiriciliği Güney Amerika ve Güney Afrika’da da tercih edilmektedir. Akdeniz’e kıyısı olan devletlerin büyük bir kısmı portakal yetiştirmek için uygun alanlar olarak gösterilebilir. Tüm dünyada en çok sevilen kış meyvesi olarak gösterilmektedir.
Bilimsel ismi citrus sinensis olan portakal düşük sıcaklıkların ortaya çıktığı bölgeler için çok uygun bir meyve değildir. Düşük sıcaklıklar don olaylarının yaşanmasına ve portakal ağaçlarının zarar görmesine sebep olur. Sıcaklıklar -2 °C seviyesinin altına inmeye başladığında portakallar zarar görecektir. Zararın şiddeti don olayının süresine bağlıdır ve uzun sürerse zararı da artar.
Sıcaklıklar -9 °C altına düşmeye başladığında portakal ağaçları ölecektir. Gelişmesi sıcaklıkların 45 °C aşması durumunda durur. Bu sebeple de sıcaklığın bu seviyeleri aşmadığı alanlarda yetiştirilmesi ya da aştığı nadir günlerde önlemlerin alınması gerekmektedir. Rüzgârlar portakallar için ikinci zararlı etmendir. Rüzgârlı bir ortamda yetiştirilmeye çabalanırsa ağaçların dalları kırılmaya ve meyveler dökülmeye başlayacaktır.
Portakal için bahçe tesis işlemleri yapılırken toprak derinliğinin 2 metrenin altında olmaması gerekmektedir. Mandalina yetiştirirken olduğu gibi portakal yetiştirirken de toprağın havalandırılması çok önemlidir. Portakal ağacının kökleri yüksek miktarda oksijene ihtiyaç duymaktadır. Toprağın havalanabilir ve süzek bir yapıda olması portakal yetiştiriciliğinde çok önemlidir.
Portakal ağacının kökleri 60-90 cm derinlikte bulunabilmektedir. Yatayda da 7,5 metre uzunluğa kadar ulaşma durumu söz konusu olmaktadır. Portakal bahçesinin drenajı her zaman iyi olmalıdır ve taban suyu seviyesi 2 metrenin altında seyretmelidir. İdeal bir portakal yetiştiriciliği için toprağın pH değeri 5,5-6 aralığında olmalıdır. Dikim işlemi yapılmadan öne 120 cm. toprak numunesi alınması en doğru adımların atılması için önemlidir.
Portakal yetiştiriciliği yapılırken ilk aşama tohumların seçilmesidir. Tohumlar her zaman hastalıktan uzak olan ağaçlardan alınır. Sağlıklı bir ağaç belirlendikten sonra bundan bir meyve koparılır ve meyveden rahatlıkla tohumlar alınabilir. Yere düşen meyvelerden tohum alınmaması gereklidir.
Fidanların ekim işlemleri plastik ya da sehpa kasalara yapılabilmektedir. Kasaların ya da sehpaların toprakları doldurulacağı zaman üzerinde 2-3 cm. boşluk bırakılması gerekmektedir. İdeal ekim derinliği 1 cm. olarak belirtilmektedir. Harcın dikim işlemlerinde hafifçe bastırılması yeterli olacaktır. Sonrasında haftada 1 kez olmak üzere sulanması gerekmektedir.
Portakal ve diğer turunçgiller genellikle aşılama yöntemi kullanılarak yetiştirilmektedir. Ülkemizde yetiştirilen portakallara en uygun anaç her zaman turunç olmaktadır. Uygun bir aracın sahip olması gereken özellikler aşağıda maddeler halinde belirtilmektedir.
• Zararlılara ve hastalıklara karşı dayanıklı olmalıdır.
• Yetiştiriciliğin yapılacağı bölgenin toprak özelliklerine uygun olmalıdır.
• Ülkemizde kış aylarının soğuk günlerine dayanıklı olması gerekir.
• Anaç olarak seçilen meyvenin çekirdek sayısı fazla olmalıdır.
• Anaç ile kalem uyumu her zaman üst seviyede olmalıdır.
• Tercih edilecek olan anaç çeşidinin tohumunun poliembriyoni oranı yüksek olmalıdır.
• Kireçli toprak yapısına uyum sağlayabilmesi gerekir.
• Ağır bünyeli topraklarda da gelişimine devam edebilmesi şarttır.
Portakal yetiştiriciliğinde bahçe tesisi çok büyük önem arz eder. Bahçedeki toprak yapısının tercih edilen portakal çeşidine uygun olması gerekmektedir. Arazinin çukurda kalmaması önemlidir. Çukurda kalan arazilerde don tehlikesi her zaman daha üst seviyede olur. Arazinin taban su seviyesi 2 metrenin altında olamaz. Aksi halde yetiştiricilik son derece zor olacaktır.
Genel olarak rüzgâr almayan alanlarda kurulması gerekmektedir. Eğer rüzgârlı bir alanda portakal yetiştirilecekse rüzgâr kesenler kullanılarak ağaçlara rüzgârın ulaşması engellenmelidir. Nem oranının her zaman yüksek olması gerekir. Akdeniz ve Ege bölgelerimiz gerekli nem ortamının elde edilmesinde çok ideal bölgelerdir. Donların sık görüldüğü yerlerde bahçenin güneye doğru bakması her zaman çok büyük bir avantaj sağlar.
Dikim işlemlerinden önce bahçenin tesviye edilmesi ve dikime hazır bir hale getirilmesi gerekmektedir. Kara, üçgen ya da dikdörtgen dikim metotları kullanılabilmektedir. Portakal yetiştiriciliğinde önerilen dikim aralıkları 7x7 ve 8x8 olarak belirtilebilir. Fidanlar önceden açılan 60x60 ebatlarındaki çukurlara dikilir. Bu çukurların 40-50 cm. derinliği bulunmalıdır.
Hazırlanan dikim çukurlarına 8-10 kg. çiftlik gübresi atılabilir. Yaz aylarında ortaya çıkan sıcaklıklar düşünülerek 30-40 litre can suyunun da verilmesi gerekmektedir. Fidanların tuttuğundan emin olunana kadar 10 günde bir su verilmesi gerekir. Türkiye’de portakal için dikim işlemleri yapılacaksa her zaman ilkbahar aylarının tercih edilmesi gereklidir.
Yüksek sıcaklık isteyen bir meyve olmasına rağmen portakalın her zaman sulanması gerekir. Yüksek sıcaklıkları seviyor olsa da kuraklığı kesinlikle sevmez. Düzenli olarak yapılacak olan sulama işlemleri ile birlikte her zaman toprağın istenen nemlilik seviyesinde tutulması gerekir. Sulama işlemlerinde salma sulama yönteminin kullanılması yanlıştır. Her zaman damlama sulama şeklinin tercih edilmesi gerekmektedir.
Sulama işlemleri toprak yapısına ve iklim şartlarına bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Ancak genel olarak fidanlara 8-12 litre su verilir. Orta büyüklükteki ağaçlar için ise 40-60 litre su harcanması uygun olmaktadır. Yetişkin bir portakal ağacı için ise 100-200 litre su kullanımı uygun görülmektedir. Özellikle yetişkin ağaçlarda aralığın geniş olması toprak yapının farklılığından kaynaklanmaktadır.
Portakal yetiştiriciliğinde gübreleme işlemlerinin yapılması şarttır. Gübreleme işlemi ile birlikte açların ihtiyaç duydukları besinler toprağa verilmiş olur. Portakal ağaçları azot, fosfor ve potasyuma yüksek miktarda ihtiyaç duymaktadır. Bu sebeple de gübreleme işlemlerinde kullanılan gübrelerin içerisinde bu maddelerin olması şarttır.
Gübreleme işlemine başlanmadan önce toprak analizinin yapılması şarttır. Profesyonel firmalar tarafından yapılan bu analizler sayesinde kullanılacak olan gübre miktarı belirlenmelidir. Fosforlu ve potasyumlu gübrelerin ağacın taç iz düşümüne uygulanması gerekmektedir. Bu bölgede 15-20 cm. derinlikte çukurlar açılır. Bu çukurlara gübreler bırakılmaktadır. Azotlu gübreler de ilkbahar döneminde 2-3 defada uygulanmalıdır.
Portakal hasadı yapılacağı zaman meyvelerde bazı etmenlere bakılmalıdır. Meyvedeki su miktarı, kabuk rengi, asit miktarı ve suda çözünebilen kuru madde miktarına bakılması gerekir. Meyveler tüm bu etmenleri sağlıyorsa toplanabilmektedir. Aksi halde biraz daha beklenmesi gerekli olur.
Hasat işlemleri yapılırken steril edilmiş olan makasların kullanılması ve portakal saplarının uzun bırakılması gerekmektedir. Hasat işlemi yapılırken gökyüzünün açık olması istenir. Ayrıca meyveler ıslakken hasat edilemez. Hasat işlemleri meyveler kuru haldeyken yapılabilir.
Hasat işlemlerinde ağaçlara zarar verilmemesi en önemli etmenlerden bir tanesidir. Meyvelerin de zarar görmemesi istediğinden toplamada kullanılan sepetlerin de düz yüzeyli olması gerekmektedir. Bereli ve hastalıklı olan meyvelerin bu aşamada ayrılması gerekmektedir.