Ülkemiz tarım açısından oldukça zengin bir konuma ve verime sahiptir. Bu kapsamda birçok meyve ve sebze yetiştiriciliğine ev sahipliği yapmaktadır. Bölgelere ve toprağın yapısına göre değişkenlik gösteren tarım, her bir ürün için farklılık içermektedir. En çok yetiştirilen meyvelerin başında ise muz gelmektedir.
Gerek sağlık gerekse lezzet açısından son derece verimli bir meyve olan muz, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yetiştirilmektedir. Bu işi yapan kişiler ise her detayı göz önünde bulundurarak titizlikle çalışmalarına yön vermektedir. Çünkü muz yetiştiriciliği büyük bir hassasiyet ve özen gerektirmektedir.
Muz yetiştiriciliğinde birden fazla işlem uygulanmaktadır ve bunların her biri doğru zamanlamalar odağında gerçekleştirilmektedir. İçerisinde birden çok besin değeri barındıran muz, Türkiye’de yetişen en önemli meyvelerin başında gelmektedir. Tropik iklim bitkisi olan muz, nemli yerlerde yetişmekle birlikte 20 °C üzerinde sıcaklığı sevmektedir. Bunun yanı sıra yeterli miktarda yağış alması gerekir. İhtiyaç duyduğu yağışı almadığı takdirde sulama işlemine tabi tutulmalıdır.
Muz yetiştiriciliğinde sadece organik gübreyle sınırlı kalınmamalıdır. Mineralli gübre kullanılarak çok daha fazla verim alınabilmektedir.
Türkiye’de en çok yetiştirilen meyvelerden olan muz, birçok farklı bölgede yetişmektedir. Toprak yapısının farklılığı ve verimliliği, ayrı bölgelerde yetiştirilmesinin sebepleri arasında yer almaktadır. Ülkemizde muz üretiminde birden çok şehir öne çıkmaktadır. Özellikle Akdeniz Bölgesi’nin iklimi muz yetiştirmek için en elverişli alanların başında gelmektedir.
Lezzeti ve sağladığı faydayla tüketim oranı oldukça yüksek olan muz, Mersin ve Anamur’da yetiştirilmektedir. Bununla birlikte Alanya ve Antalya’da yetiştirildiğini söyleyebiliriz. Bu aşamada toprağın nemli olmasına özen gösterilmesi gerekmektedir.
Muz yetiştirirken yukarıda da bahsettiğimiz gibi doğal gübrenin yanı sıra mineralli gübre kullanımına da yer verilmelidir. Özellikle azot ve fosfor gibi gübrelerin uygulanması gerekliliği kaçınılmazdır. Büyümenin yavaş yavaş kendini gösterdiği dönemde azota ihtiyaç duyulmaktadır. Bununla birlikte fosfor kullanımı da önemli bir yer edinmektedir. Çünkü fosfor, bitkinin kök gelişimi kapsamında üstün bir rol üstlenmektedir.
Bitki, besin maddesini alma odağında fosfora ihtiyaç duymaktadır. Böylece gelişimi daha verimli bir şekilde ilerlemektedir. En önemli faydalarından biri ise salkım oluşumudur. Bu yüzden muz yetiştiricileri fosforlu gübre kullanımına önem vermektedir. Maksimum verimlilikle en iyi meyveyi alabilmek için toprağın doğru gübrelenmesi gerekliliği kaçınılmaz bir zorunluluktur.
Fosfor fazlalığının da zararlı olduğunu belirtmek isteriz. Çünkü tarak sayısını azaltmakta ve aslında taraktaki parmak sayısını da ne yazık ki minimuma indirgemektedir.
Muz için en çok ihtiyaç duyulan kıstaslardan bir diğeri ise kuşkusuz potasyumdur. Özellikle salkım oluşumu için en gerekli elementlerden biridir. Bitkinin hızlı ve verimli büyümesini sağlar. Aynı zamanda bitkinin su dengesini sağlamakta üstün bir niteliğe sahiptir.
Potasyumun en önemli faydalarından biri meyvenin renk oluşumunu sağlamasıdır. Bununla birlikte tanelerin daha iri ve lezzetli olmasını desteklemektedir. Potasyum oranı düşük ürünlerde lezzet açısından büyük bir eksiklik oluşmaktadır. Mamülün iri taneli, istenilen sertlik ve lezzette olmasına önem veriyorsanız potasyum unsurunu hiçbir zaman göz ardı etmemeniz gerekmektedir.
Aynı şekilde çinko ve fosfatlı gübre kullanıma da yer açmanız doğru olacaktır. Çinko noksanlığı kapsamında bitkinin boyu ne yazık ki bodur olacaktır. Bu ve bunun gibi problemlerin önüne geçmek için ihtiyaç duyulan gübre uygulamalarının kusursuzca gerçekleştirilmesi doğru bir hamle olacaktır.
Türkiye’de olduğu gibi diğer ülkelerin de farklı bölgelerinde yetiştirilen muz, lezzetinin yanı sıra birçok faydayı beraberinde getirmektedir. Özellikle yüksek tansiyonun normale döndürülmesinde önemli bir role sahiptir. Vücuttaki potasyum değeri az olan bireylerin muz tüketimine önem vermesi gerekmektedir.
Son derece enerji veren muz, lif açısından zengin olduğu için sindirimi kolaylaştırmaktadır. Aynı zamanda böbrekler ve kalp sağlığı için en önemli besin kaynaklarının başında gelmektedir. Bununla birlikte kalp kaslarını güçlendirerek kan basıncını dengeleme özelliğine sahiptir.
Stres ve depresyon gibi problemlerin önüne geçilerek, ruh sağlığına önemli ölçüde etki etmektedir. Vücuttaki yorgunluğu alarak enerji vermektedir. Aynı zamanda kas ağrılarına iyi gelmekle birlikte midede reflü gibi hastalıkların önlenmesi kapsamında son derece fayda sağlamaktadır.
Bünyesinde barındırdığı zengin minerallerle her derde deva olan muz, cilt sağlığına önemli ölçüde etki etmektedir. Özellikle sivilcelere iyi geldiğini belirtmeden geçmeyelim. Cildin ihtiyaç duyduğu nemi sağlar ve pürüzsüz bir görünüm oluşmasını destekler. Bu sayede son derece faydalı bir besin kaynağıdır. Cildinizi yumuşacık yapar ve doğal bir antibiyotiktir.
Ülkemizde yaklaşık 480.000 ton civarında üretilen muz, saç sağlığına da olumlu yönde etki etmektedir. Saç kırılmalarını yüksek oranda önlerken, yıpranmış saçlarında onarılmasında son derece etkili bir yere sahiptir.
Mat ve sert bir saç yapısına sahipseniz düzenli muz tüketimine yer açarak yumuşacık ve sağlıklı saçlara ulaşabilirsiniz. Bu sayede saç dökülmelerinin de önüne geçebilirsiniz.
Muzu besin olarak tüketirken, kabuğunun da faydalarını unutmamanız gerekir. Cildinize kabuğunu beş dakika peeling şeklinde uygulayarak hayal ettiğiniz sağlıklı görünüme ulaşabilirsiniz.