Mantarların tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Mantarlar hakkında ulaşılabilen en eski kaynak, Milattan Önce 1200 senesine dayanır fakat o dönemdeki bilgiler, bitkiler üzerinde çıktığına ve zararlı olduklarına yöneliktir. Bu gıdanın zehirli olduğu düşünülmüş ve çok fazla tüketilmemiştir. Fakat özellikle Milattan Sonra 23-79 senelerinde mantarlar hakkında daha geniş bilgilerin var olduğu eserler bulunmuştur. Bu dönemde çizildiği belirlenen resimlerde görülen mantarların kalıntılarına Pompei’de yapılan kazılarda da rastlanmıştır. Clusius isimli bir bilim insanının 1582 senesinde mantarlar üzerinde bir araştırma yaptığı ve ilk yazılı bilgileri kaleme aldığı bilinir.
Mantarların oldukça eski olan tarihi, bilim insanlarının bunlar üzerinde sürekli olarak araştırmalar yapmalarına vesile olmuştur. 1500-1900 seneleri arasında mantarlar üzerinde yapılan araştırmalara göre günümüzde 80 bin farklı türde mantar bulunmaktadır. Fakat bunların en fazla 100 çeşidi yenilebilir türdedir.
Dünya genelinde ilk mantar yetiştiriciliği 1984 senesinde yapılmıştır. İki araştırmacı, mantarı laboratuvar ortamında üretmiş ve bu üretimde misel adı verilen selülozu kullanmıştır. Bilim insanları, ürettikleri mantar tohumlarını Danimarka, Almanya ve Amerika’ya pazarlamışlardır. Bu seneden günümüze kadar ise sürekli gelişen mantar yetiştiriciliği başlamıştır.
Mantarlar tek hücreli ya da çok hücreli olabilirler. Yenilebilen mantarlar halk arasında şapkalı mantar olarak bilinir. Küf mantarı, kav mantarı, kültür mantarı, pas mantarı gibi çok farklı çeşitleri vardır. Çoğunlukla ormanlık alanlarda kendiliğinden yetişen bu ürünler, dünyanın her bölgesinde yetişmeye uygundur. Nemli ortamları çok seven mantarlar, bitki olarak nitelendirilmezler. Fakat bazı yerlerde mantar bitki ismini de alabilirler.
Kuzey Amerika ve Çin’de tıbbi amaçla kullanılan mantarlar oldukça sağlıklı besin depolarıdır. Özellikle kanser, kolesterol, şeker ve kansızlığa birebirdir. Ayrıca içeriğinde bol miktarda B, A, K ve C vitaminleri ile kalsiyum, bakır, fosfor ve potasyum yer alır. Pek çok meyve ve sebzeden daha faydalı olduğu bilinir.
Dünya üzerinde bulunan mantarların çoğu zehirlidir. Bu sebeple her mantar tüketilmez. Ülkemizde bulunan ve yenilebilen mantarlar şu şekildedir:
Yenilebilir mantarları tüketirken dikkat edilmesi gereken noktalar bulunur. Doğada bulunan mantarların tüketiminden mümkün olduğunca kaçınılmalı ve pazar ya da markette satılan mantarlar satın alınmalıdır. Bunları da seçerken dikkat edilmelidir. Çizgili ya da kararmış olanlar değil sağlıklı görünen ve beyaz mantarlar satın alınmalıdır.
Eğer doğada bulunan mantarlar tüketilecekse bu durumda kökünden sökülmemesi, bıçak ile kesilerek alınması tavsiye edilir. Bu şekilde bir nebze daha sağlıklı olabilir. Her nereden alınmış olursa olsun mantarı tükettikten sonra ağrı, bulantı, baş dönmesi gibi durumların yaşanması halinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
1900’lü senelerin sonuna doğru ülkemizde yetiştiriciliği yapılmaya başlanan mantarın yaklaşık 30 senelik mazisi vardır. Fakat mantar üretim işletmeleri üzerinde yapılan araştırmalarda bu işletmelerin yüzde 80’inin en fazla 5 senelik olduğu görülmüştür. Mantar yetiştiriciliğinden kısa sürede vazgeçerek işletmeyi devreden kişilerin ise kompost yapımında hata yapmaları ya da üretim kısmındaki ısı-nem dengesini ayarlayamamalarından dolayı işi bıraktığı görülmüştür.
Mantar yetiştiriciliğinde pek çok etken önemlidir fakat kompostun ve ortam derecelerinin ayarlanması en önemli iki olgudur. Eğer ki mantar yetiştiriciliği konusunda tecrübesizlik varsa hazır kompost kullanılarak iş çözülmelidir. Hazır kompost ile üretim yaklaşık 6 ay boyunca devam etmelidir.
Agaricus bisporus isimli şapkalı mantar, en çok yetiştirilen mantar türüdür. Bu türün yüzde 90’ı sudur. Yağ ve karbonhidrat oranı düşüktür. Nemi, sıcaklığı, ışığı ve havalandırması kontrol edilebilen ortamlarda kolaylıkla yetiştirilebilir. Sera, soğuk hava deposu, mağara, bir evin bodrum katı gibi yerlerde üretilebilir. Eğer ev içerisinde üretim yapılacaksa bir kuluçka odası ve iki adet de üretim odası ile işe başlanmalıdır. 100 metrekareye kadar olan üretim alanlarında yetiştirilecek mantar 4 tona kadar çıkarken ortalama verim ise ton başına 200 kilo olur.
Modern bir mantar yetiştirme mekanında dikkat edilmesi gereken özellikler bulunur. Öncelik, tekniği iyi bilmektir. Ortamdaki sıcaklığı, nemi, ışığı ve havalandırmayı ayarlayabilmek için teknolojik sistemler kullanmak gerekir. Yetiştirme öncesinde maliyeti düşürmek için buğday sapı balyaları alınmalı ve depo olacak mekana konmalıdır. Kompost platformu, deponun yakınında olmalıdır. Tesis yetiştiriciliği yapılacaksa bu durumda tesis, şehir dışında, ağaçlardan uzak bir alanda olmalıdır. Kompost platformu yerden en azın 20 santimetre yükseklikte olmalı ve platformun altında kalan yere beton dökülmelidir. Bu platformlar dışında tesislerde buhar odası, kuluçka odası, havalandırma sistemi, üretim odası ve paketleme odası bulunmalıdır.
Mantar yetiştirme aşamasında dikkat edilmesi gereken olgular bulunur. Bunlar:
Mantara kompost verilmesi sırasında ısı, 20-25 derece arasında olmalıdır. 25 derece üzerine çıkıldığında gelişim yavaşlayacağı gibi 30 derece üzerinde de misel ölür. Mantar üzerine örtü toprağı örtülmesi durumunda ısının düşürülmesi gerekir. 18 dereceye inen ısıda mantar veriminin düştüğü görülürken 15 derecelik sıcaklıkta ise gelişim tamamen durur. Ev ya da küçük işletmelerde yetiştiricilik yapacaksanız soba veya klimayla ısıyı sağlayabileceğiniz gibi orta ve büyük boyutlu işletmelerde de özel ısıtma sistemleri ile durumu kontrol altına alabilirsiniz. İşletmelerde, ısı kaybının önüne geçmek için önlemler alınmalıdır.
Mantar, tüm yetiştirilme evrelerinde yüzde 70-90 arasında neme ihtiyaç duyar. Özellikle kuluçka zamanında nem oranı mümkün olduğunca fazla olmalıdır. Bu dönemden sonra oran azaltılır.
Mantarlar, güneş ışığına ihtiyaç duymaz. Eğer böyle bir ışık alırlarsa şapkalarında delinmeler ya da lekeler oluşur. Mantar yetiştiriciliği sırasında ışık, beyaz floresan lambalarla sağlanmalıdır.
Yükselen nemi ve ısıyı dengelemek amacıyla havalandırma yapmak zorunludur. Aksi takdirde bunların fazla olması, mantarların ölmesine sebep olur. Özellikle hasat döneminde havalandırma çok önemlidir.
Kültür mantarının zehirli olduğuna dair pek çok hurafe olsa da bu mantar türünün zehirli olmadığı bilinir. Fakat tüketiminden önce tamamen pişirmek gerekir.
Mantar yetiştiriciliği konusunda devlet desteği bulunmaktadır. Ücret olarak verilen bu destek, eğitim olarak da verilmektedir. Belediyelere ya da bakanlıklara bağlı olarak zaman zaman yetiştiricilik eğitimleri ve girişimcilik dersleri verilmektedir. Bu eğitimleri tamamladıktan sonra ister tesis kurarak ister evin bir bölümünü ayırarak yetiştiricilik yapabilirsiniz.