Tarih öncesi zamanlardan beri kullanılan, baklagil bitkisi denildiğinde ilk akla gelen ve besleyiciliği ile herkesi kendine hayran bırakan kuru fasulye ülkemizde de yüksek oranda yetiştirilen ürünler arasında yer almaktadır.
Vücuda olan faydaları her zaman bilinen ve hayran kalınan kuru fasulye Türk mutfağının da olmazsa olmazları arasında yer alır. Sulu yemeklerden salatalara ve tatlılara kadar birçok farklı ürünün içerisinde rahatlıkla kullanılabilir.
Kuru fasulye yetiştiriciliği hem profesyonel olarak hem de amatör bir biçimde gerçekleşebilmektedir. Ticari açıdan kazanç elde etmek isteyen kişiler geniş alanlarda kusursuz bir şekilde kuru fasulye yetiştirebilirler. Doğal ürünler tüketmek isteyen kişiler kendi bahçelerinde de kuru fasulye üretebilmektedir.
Fasulyenin başarılı bir şekilde gelişebilmesi için sıcaklığın 16-24 °C aralığında olması gerekmektedir. Maksimum verim için bu sıcaklık aralığı tercih edilir. Sıcak iklimi çok seven kuru fasulyenin çimlenmesi için ihtiyaç duyulan en uygun sıcaklık 18-20 °C aralığıdır.
Kuru fasulyenin dona karşı dayanıklı olduğunu söylemek çok mümkün olmaz. Bütün bir yıl boyunca don oluşmadan geçen gün sayısının en az 105 gün olması istenmektedir. Kuru fasulye yetiştiriciliği için 30 °C üst sınır olarak gösterilebilir. Sıcaklıklar 30 °C üzerine çıkmaya başlarsa çiçeklerin dökülmesi hızlanacaktır. 35 °C üzerinde ise alınan dane sayısında çok yüksek miktarda düşüş yaşanır.
Yüksek sıcaklıkta zarar gören kuru fasulyelerin yağışı sevdiği söylenebilir. Yıllık ortalama yağış miktarı 500-1500 mm. aralığında olan bölgelerde rahatlıkla yetiştirilmektedir. Bu bölgelerde fasulyenin sulanmasına ihtiyaç olmaz.
Fasulye yetiştiriciliği sırasında yağışın eşit bir miktarda dağılması önemlidir. Çiçeklenme döneminde nem oranının %50’nin üzerine olması durumunda gelişim hızlı olur.
Tohumların çimlenme aşamasını iyi bir şekilde geçirebilmesi ve sonrasında gelişimini kusursuz bir biçimde tamamlayabilmesi için toprağın iyi drene edilmiş olması gerekmektedir. Toprak türü olarak kumlu-tınlı ve hafif asit toprakları beğenmektedir.
Fasulye yetiştirilmesi düşünülen alanlarda toprakta alkali ve tuz oranı yüksekse kuru fasulye yetiştirilemez. Bu maddelere karşı son derece dayanıksız bir yapıdadır. Toprağın pH seviyesi 5,2’nin altına düşerse bitkide sararma, bodurluk, yapraklarda kıvrılma ve buruşma görülmeye başlanır.
Yağmur zamanı toprak neme ihtiyaç duyar ancak çok yüksek nem oranları oluştuğunda bitki zarar görmeye başlayacaktır. Toprak üzerinde suyun göllenmesi kuru fasulyenin zarar görmesi için yeterlidir. Ayrıca topraktaki bor oranı fazlaysa bu durumda da bitki zarar görmektedir.
Toprağın en iyi şekilde ve doğru zamanda işlenmesi kuru fasulye yetiştiriciliğinde yüksek verimin alınmasında çok önemli bir etmendir. Fasulye yetiştirilmesi düşünülen toprak üzerinde yabancı ot ve tahıl anızı miktarı yüksek ise toprağın pullukla işlenmesi gerekmektedir. Pullukla işleme toprağın 20-25 cm. derinliklerinde gerçekleşmelidir.
Sonbahar aylarında gerçekleştirilen toprak işleme sayesinde kış aylarındaki yağış toprakta depolanabilir. Toprak işleme sırasında toprakta kesekler oluşmaktadır. Kış ayları geldiğinde kesekler donup tekrar çözülürler ve bu sırada patlarlar. Keseklerin patlaması ile birlikte toprak hava almış olacaktır.
İlkbahar aylarında toprakta yabancı ot gelişimi gözlemlenmeye başlar. Bu dönemde toprağın tırmık ve kültivatör ile işlenmesi gerekmektedir. Fasulye tohumu düz ve keseksiz bir toprağa ekilirse yüksek oranda çimlenmektedir. Fasulyeye zarar veren göllenme probleminin olmaması için de arazinin düz olması önem arz eder.
Rhizobium isminde bir bakteri bulunmaktadır ve bu bakteri kuru fasulyenin kökünde fasulye ile ortak yaşam sürer. Havadaki saf azotu tutar ve köklerdeki yumrularda depolanmasını sağlar. Fasulye bu azotu çok rahat bir şekilde kullanacaktır.
Köklerdeki yumrulan gelişimlerini tamamladıklarında yüksek oranda azot depolamaya başlarlar. Bu andan itibaren fasulye azot ihtiyacı yaşamayacaktır. Ancak öncesinde duyulan azot ihtiyacının karşılanması için gübreleme işleminin yapılması gerekir.
Fasulyenin ilk dönemdeki azot ihtiyacının karşılanması ve verimin arttırılması için 3-4 kg. kadar saf azot kullanılmalıdır. Kök gelişiminin kusursuz bir şekilde gerçekleşmesi için de 6-7 kg. kadar P2O5 kullanılmalıdır.
Fasulyenin ihtiyaçlarına bağlı olarak bünyesinde %18 oranında azot, %46 oranında P2O5 içeren gübrenin kullanılması uygundur. Bu gübre Diamonyum Fosfat olarak isimlendirilmektedir. Kısaca D.A.P. gübresi olarak geçer. Fasulye yetiştiriciliği için gerek duyulan maddeleri tek başına karşılayabilen bir gübredir.
Gübreleme işlemleri tohumla birlikte yapılmamaktadır. Gübre tohumla birlikte toprağa verilirse tohumun etrafında yüksek miktarda organik madde birikimi olacaktır. Bu durum tohumların çimlenmesini olumsuz bir şekilde etkiler.
Gübrenin ikinci toprak işleme yapılmadan önce tarla yüzeyine serpilmesi doğru olacaktır. Gübrenin serpilmesinin ardından kültivatör ve tırmık kullanılarak gübre tamamen toprağa karıştırılır.
Kuru fasulye için uygun ekim zamanları bölgelere göre değişiklik göstermektedir. Çimlenme için en uygun sıcaklığın 18-20 °C aralığında olması ve sıcaklıkların 15 °C altına indiğinde çimlenmenin çok fazla yavaşlaması ekim zamanının değişmesine sebep olmaktadır.
Ekim işlemi doğru zamanda yapılmazsa toprakta mantar hastalıkları ve toprak kurtları oluşmaya başlar. Kuru fasulye için son derece zararlı olmaktadır.
Toprak sıcaklığı dikkate alındığında Akdeniz Bölgesi için en uygun ekim zamanı Şubat ayıdır. Ege Bölgesi’nde ise ekimler Mart ayında gerçekleştirilir. Orta Anadolu bölgemizde ekim dönemi Nisan sonu ve Mayıs başına kadar kaymaktadır. Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerimizde kuru fasulyenin ekimi 10-19 Mayıs tarihleri arasında yapılmaktadır.
Sıraya ekim, ocak usulü ve serpme ülkemizde kuru fasulye yetiştiriciliği için en çok tercih edilen ekim yöntemleridir. Kuru fasulye yetiştiriciliğinde en fazla tercih edilen ve uzmanlar tarafından önerilen ekim yöntemi sıraya ekimdir.
Sıraya ekim yöntemi, sıra arası, sıra üzeri mesafeleri, toprak derinliğini ve tohum miktarını çok rahat bir şekilde ayarlama imkânı sunmaktadır. Zirai mücadelede, bakım ve sulama işlemlerinde sıraya ekim yöntemi çok sayıda kolaylık sağlar.
Bakım işlemlerinde traktörle çekilen makineler kullanılacaksa sıra arası mesafe fasulyenin özelliğine göre 45 cm. ile 70 cm. arasında olmalıdır. Sarılıcı fasulye çeşitlerinde 15-20 cm sıra üzeri mesafeler bodur tiplerde 8-10 cm. kadar olacaktır.
Kuru fasulye yetiştiriciliği için özel olarak üretilen bir mibzer bulunmamaktadır. Farklı tahıl ürünlerinin yetiştirilmesi için üretilen mibzerlerde bazı değişiklikler yapılarak kuru fasulyeye uygun bir hale getirilmektedir. Ayrıca Pnömatik mibzerler de kuru fasulye yetiştiriciliğinde tercih edilmektedir.
Dekara atılacak olan tohum miktarı farklı etmenlere göre belirlenmektedir. Fasulye çeşidinin sarılıcı ya da bodur olmasına, ekim yöntemine, ekim sıklığına ve tohum iriliğine göre değişmektedir. Bodur veya yarı sarılıcı olan fasulye yetiştirilirken küçük tohumlardan dekara 6-7 kg, orta iri taneli tohumlardan 7-10 kg, büyük taneli tohumlardan ise 10-12 kg. ekilmelidir.
Uygun ekim derinliği killi topraklarda 4-6 cm. arasında olmalıdır. Hafif bünyeli kumlu topraklarda ise bu derinlik 6-8 cm. seviyesine çıkar. Toprakta kimyasal ot öldürücüler kullanılmışsa 7-8 cm. derinliğe ekim işlemi yapılmalıdır.
Tamamen doğru bir şekilde hazırlanmış tohumluk yüksek verimle kuru fasulye yetiştiriciliğini garanti etmektedir. Tohumun hastalıksız ve temiz bir tarladan alınması gerekmektedir. Tohumların içerisinde cılız ya da kırık tanelerin olmaması ve iyi temizlenmiş olması da çok önemlidir. Çimlenme gücünün her zaman %85-95 arasında olması istenir.
Tohumluklar uzun süre depolandıktan sonra kullanılırsa çeşidine göre değişmekle birlikte çimlenme yeteneklerini hızla yitirmeye başlarlar. Uzun süre depolanmış olan ürünlerin tohumluk üretiminde kullanılmaması gerekmektedir.
Fasulye yetiştiriciliğinde kalitenin ve yüksek verimin elde edilebilmesi için sulama, ot kontrolü, boğaz doldurma ve zirai mücadele gibi işlemlerin zamanında, uygun araçlar ve metotlar kullanılarak yapılması gerekmektedir.
Yabancı ot kontrolü kuru fasulye bakımının en önemli aşamalarından bir tanesidir. Fasulyenin erken gelişim dönemlerinde yabancı otların hızla büyümesi fasulyeyi gölgelemektedir. Gölgelenen fasulyelerde boğulmalar gerçekleşir. Buna engel olmak adına ilk çapalama işleminin bitkilerin 10-15 cm. boya ulaşmasının hemen ardından yapılması gerekir.
İlk çapa işlemi yapıldıktan sonra bitkinin çiçeklenme dönemi gelene kadar tekrar çapa yapılmaz. Ekim işlemleri sırasında 45-70 cm. gibi uygun bir sıra aralığı kullanılmışsa ikinci çapa işlemleri traktörle çekilen çapa makinaları kullanılarak yapılabilmektedir.
Çapa işleminin istenen etkiyi yaratması için sulamadan sonra, toprak tava geldiğinde yapılması gerekmektedir. Bu işlem topraktaki kaymak tabakasının kırılmasını sağlamaktadır. Kaymağın kırılması ile su kaybı minimum seviyeye çekilir ve kökler havalandırılmış olur.
Çapa işleminin yapılması ile birlikte kuru fasulye köklerinde fasulye ile birlikte yaşayan Rhizobium bakterisi faaliyetlerini arttırmaktadır. Böylece bitki daha fazla azot elde etmeye ve bunu kullanmaya başlar.
Fasulyenin ekim işlemi ile hasat işlemlerinin arası ortalama 100-120 gün arasıdır. Bu süreçte fasulye 300-450 mm. suya ihtiyaç duyar. Ülkemizde yazlık olarak üretildiğinden bu suyu yağmurdan karşılaması çok mümkün olmaz. Düzenli olarak sulamaların yapılması gerekli olacaktır.
Fasulyenin çıkış ile çiçeklenme dönemlerinin arasını kapsayan süre zarfında 1-2 defa sulama yapılması gereklidir. Ancak bu dönemde fazla su verilirse bitkide gövde ve kök çürümesine sebep olan hastalık miktarında artmalara sebep olur. Kök gelişimi ciddi seviyede gerilemektedir.
Çiçeklenme, bakla bağlama ve tane doldurma dönemlerinde yaşanan sulama eksikliği bitkiyi maksimum seviyede etkiler. Bu dönemler sulamaya karşı en hassas olunan dönemlerdir. Çiçeklenme dönemi geldiğinde kök sistemi gelişimini tamamlamış olur. Kökler toprakta 60-90 cm. derinliğe inmiş olurlar. Sulama işlemlerinde suyun bu köklere ulaştığından emin olunması gereklidir.
Kumlu topraklar ve sıcak havalar söz konusu ise 5-10 gün arayla sulama yapılması gerekir. Ağır bünyeli topraklar ve serin havalar varsa sulama işlemleri 10-15 gün arayla gerçekleştirilebilmektedir.
Hasat işlemlerinin en doğru zamanda yapılması kalite ve verimi olumlu bir şekilde etkileyen faktörlerden bir tanesidir. Baklaların büyük bir kısmında sararmaların olduğu ancak çok kurumadığı, bakla içinde yer alan tanenin sert, gelişmiş ve bakla kırıldığında kolayca dışarı çıkabilir durumda olduğu dönemler kuru fasulyenin en uygun hasat dönemleridir.
Hasat işleminde bitkiler elle yolunabildiği gibi orakla biçilerek de hasat işlemi gerçekleştirilmektedir. Hasat edilen kuru fasulyeler bir yığın halinde tarlada bırakılarak kurutulmaktadır. 3-5 gün tarlada bırakılması yeterlidir.
Yığınların üzerinden lastik tekerlekli traktörlerle geçilmesi ya da harman işlemi için özel olarak üretilmiş olan makinelerin kullanılması ile harman işlemi gerçekleşmektedir. Kuru fasulyenin depolamaya hazır bir hale gelmesi için nem oranının %14 seviyesine kadar inmesi gerekir.
Selektör kullanılarak kırık ya da bozuk taneleri ayrılan kuru fasulyelerin nemden uzak bir şekilde depolanması gerekmektedir. Kapalı bir alanda tohum böceklerine karşı verilen mücadele kapsamında fumige edilmesi gerekir. Hemen ardından onu neme karşı koruyacak olan sık dokunmuş çuvallara doldurulmaktadır. Sıcaklığın 10 °C üzerine çıkmadığı ambarlarda bu şekilde depo edilmelidir.