Çok yıllık yem bitkisidir diyebileceğimiz şekilde tanımlanan korunga yetiştiriciliği günümüzde baklagillerden sayılan bitkilerden biridir. Bitki kalın ana kökü ile beraber yan kökleri vardır. Bitki üzerinde taç olan tarafta birçok 100-120 cm boyunda yuvarlak saplar verir. Aspa ve Avrupa'dan bugünlere gelmiş olan korunga bitkisi türlerine bakıldığında en az 80 ile 100 arasında türleri bulunduğu bilinir. Avrupa'dan sonra günümüzde çok geniş bir alanda yetiştiriciliği yapılan bitkilerden biri olurken, Türkiye'de yabani korunga bitkisi de görülmektedir. Aynı tarım arazisinde yaklaşık 5-6 yıl boyunca üst üste verim alınacak şekilde ekilebilir.
Bitki üzerinde çiçeklerin pembe renkli şekilde açtığı görülür. Korunga otu yem kalitesi olarak yüksek değerlere sahip protein içerir. Ayrıca içeriğinde çeşitli mineraller, kalsiyum ve fosfor gibi birçok madde açısından da zengindir. Besin maddeleriyle beraber yonca ile benzer nitelikler taşıyan korunga bitkisinin aynı zamanda hayvanların tüketmesiyle beraber hazmı zorlaştıran madde olarak lignin maddesi çok az değerde bulunmaktadır. Bu da çoğu zaman hazım sorunu yaratmamaktadır. Ham protein oranı %20'lerde olup şişkinlik yaşatmamaktadır. Hayvanlar açısından oldukça yararlı olan bu bitki, arılar için de bu bitkinin çiçekleri sayesinde daha iyi bal özü yaratmaları için kaynaktır. Tohumları da hayvan yemi olarak kullanılan bu korunga bitkisi tohumunda %36 oranında ham protein bulunur.
Her iklimde yetişebilen bitkilerden biri olan korunga tohumu, kuraklık ya da soğuk hava fark etmeksizin bu tip havalarda dayanıklı bir şekilde yetişir. Eğer yeni ekildiyse, ilk yıla özel olarak ekildiği ilk yıl içerisinde soğuğa karşı dayanıklı olmayabilir. Bunun dışında ilk yıl fide dönemi bitimi sonraki yıllarda problem olmamaktadır. Her geçen yıl daha da iyi şekilde kış aylarına karşı dayanıklı olmaktadır. İç Anadolu bölgesi dahil olmak üzere kar yağışları dahil olmak üzere çok rahat şekilde yetiştiği görülmektedir. Eğer çok yoğun yağış alan bölgelerde yetişirse bu durumda çiçeklenme döneminde pek fazla bitki tohum oluşturmayabilir ve bununla beraber kök boğazı çürüğü hastalığı da yapabilir.
Toprak istekleri pek bulunmayan korunca bitkileri hiçbir şekilde seçici değildir. Bu nedenle de topraklar korunca bitkisi açısından fark etmemektedir. Besin maddesi direkt fakir ya da kıraç olan bölgelerde, kalkerli yapıya sahip topraklarda çok rahat şekilde korunga bitkisi yetişir. Genel anlamda hem derin yapıya sahip hem de gevşek kireçli bir özelliği olan, tınlı kumlu topraklarda iyi gelişim gösterdiği gözlenmiştir. Tuzlu topraklara dayanıklılığıyla bilinen korunga bitkisi, sadece yaş topraklarda ya da asitli topraklarda istenilen bereketi sunamamaktadır. Toprakta kalsiyum miktarı artarsa verimde bu nitelikte artış göstermektedir.
Koruna bitkisi için toprak hazırlığı ise kış dönemi sert olan erken ilkbahar dönemlerinde ekilerek başlatılır. Eğer kış dönemi ılıman geçen yerlerde ise, sonbaharda ekilmektedir. Derin yapıya sahip, kireçli topraklar tarım için elverişlidir. Eğer toprağın taban suyu yüksek oranda su tutuyorsa, bu alanlarda korunga bitkisi ekilmemesi gerekir. Bu tip alanlarda ne yazık ki yukarıda da bahsedildiği gibi kök boğazı hastalığı yapmaktadır.
Korunga bitkisi gübreleme süreci sadece ekim sırasında yapılması gerekir. Bitkinin kendisi azotlu gübreyi direkt olarak toprağa verirken, ek olarak sonradan ya da öncesinde bir şey yapmak gerekmez. Ayrıca kireç miktarı toprakta ne kadar çok olursa, korunga verimi de o kadar yükselmektedir. İlk zamanda her dekar için 20 kg dap gübresi verilse yeterli olur.
Ekim yapılmadan önce hazırlıklar önemlidir. Korunga bitkisi ekildiği yıl pek ot alınmamakla beraber kökler birinci yıl sonrasında gelişmeye başlar. Bu seviyede koruna tarlasında yabancı ot çok olursa, korunga bitkisi ne yazık ki yenik düşecektir. Bu sebeple korunga bitkisi ekim yapıldıktan sonra çayır biçme makineleri yardımıyla yabancı otların temizlenmesi sağlanması gerekir. Birkaç yıl sonrasında ot vermeye başlayan korunga bitkisi için ilk yıla özel olarak herhangi bir ot vermediğinden dolayı ek tarlanın bozulmamasına dikkat edilmelidir.
Bu konuda ekim zamanı olacağı dönemde korunga tarlalarında yabancı otlar tarafından temizlenmesi gerekir, tezek varsa parçalanma işlemi yapılmalı ve yüzü düzlenerek tarla sürülmesi gereklidir. Tohum isteğinizle ekim yapacaksanız, 8-10 Kg her dekar için yeterlidir. Ot amacıyla korunga bitkisi ekecekseniz de ortalama 12 ile 15 kg her dekar için yeterlidir.
Korunga tohumlarının elle serpilerek ekilebilir. Mibzerle ekilirse bu yöntemde dekar başı 6-7 kg tohum atılması yeterli geliyor. Tohum serpildikten sonra tırmık kullanarak toprakla beraber tohumların karıştırılması sağlanabilir ve bu sayede tohumlar, 3-7 cm aralığında derine ekilerek en iyi şekilde işlevi sağlanmış olur.
Pek fazla su istemeyen korunga bitkisiyle ilgili olarak Türkiye’de genelde yağış olan bir bölgeye sahip olmamız neticesinde sulama yapmadan da yetişmektedir. Eğer sulama olursa, ortalama %50 oranda daha fazla bitki artışı olduğu gözlenir. Korunga bitkilerinin ekimi sonrasında yaklaşık 5 günde çimlenmesi beklenir. Bu çimlenme çıkış ve fide dönemi boyunca toprak yüzeyindeki nem oranında olması beklenerek gerçekleşmesi gerekir. Bu nedenle ekim yapıldıktan sonra hızlıca çimlenme yapan bitkinin sıklıkla sulama yapılması gereklidir.
Sulama tekniği uygulanırken fiğ bitkilerinde olduğu gibi ister salma sulama yapabilir isterseniz de direkt olarak yağmurlama sulama şeklinde sulamayı yapabilirsiniz. Bu iki teknikten birini uygulamak yeterlidir.
Korunga bitkisi hastalıkları incelendiğinde kök çürüğü, fungus hastalığı ya da solgunluk yarattığı görülür. Gövde zararlanmaları adı verilen bu genel hastalıklar için genel olarak toprakta gerekli tedbirleri almak gereklidir. Hasat edilen alana balyalama işlemi yapılıp hızlıca kaldırılması gerekir. Aksi durumda korunga içerisinde havasızlık, küflenme ve ölme meydana gelmektedir.
Korunga bitkisi zararlıları ise kök boğaz kurtları olarak tanınır. Bunlar copiqera, plaginotus floralis, bombecia gibi kurtlardır. Bitkide ikinci ve üçüncü yılında kökün ortasında çıkıp kökün içine girerek amacı gelişimi durdurmak ve bitki ölümü yaşatmaktır. Zararlı böceklerde larva yapılmasıyla beraber 3-4 larva bulunur. Korunga çiçek tomurcukları zararlısı direkt olarak çiçek tomurcuğu üst kısmına gelerek erkek dişi üreme organları yiyip çiçeğin kuruyarak dökülmesini sağlayan kurtlardır.
Tohum ve ot oluşması için koruna bitkileri yetiştirilir. Hasat dönemi geldiğinde ise direkt ekim amacına göre hasat dönemi işlenmesi gerekir. Eğer amacınız tohum çıkartmaksa, korunga yetiştiriciliği olarak baklalar kahverengi olduğunda ve ilk tohum dökülmeye başladığında artık hasat yapılabilir. Eğer bu dönemden daha sonra hasat yapılır, hasat gecikirse olgunlaşan baklalar dökülmeye başlar ve başaklar kırılır. Bu durumda tohumda fire verme durumunuz da görülür.
Eğer kuru ot elde ederek yem yapmak istiyorsanız, çiçeklenme başlangıcında artık hasat dönemi de başlamıştır demektir. Korunga bitkisinin %10 civarında çiçeği açmaya başladığında artık hasat yapmaya başlayabilirsiniz. Çiçek açtığında bitki toplanmazsa, bu sefer korunga saplarından itibaren sertleşmeye başlar. İçeriğinde bulunan yüksek ham protein oranı da ne yazık ki düşmektedir.
Korunga bitkisi otları çayır biçme makine yardımıyla biçilerek toplanırken, biçim yüksekliği yaklaşık 3-4 cm şeklindedir. 1’den 3’e biçim alınabilir. Biçerdöverle birlikte hasat edilen tohumların eğer nemliyse kurutulması da önemli aşamalardan biridir. Hasat konusunda hem iklim hem de toprak koşulları önemlidir. Büyük verim denilecek nitelikte %70-80 kadar oranda birinci biçimde alınmaktadır. Her dekarda 200 – 600 kg kuru ot korunga alınabilmektedir.
Biçim yapılan korunga otlarının 1 gün bekletilerek soldurma uygulamasından geçirilmesi gerekir. Bu soldurma sonrasında da otlar akrobat tırmık kullanımıyla beraber namlu yapılıp, balyalamaya hazır olacak şekilde hazırlanır. Sabah serinde saatlerde yapılması, tırmıklama işlemi ve çiçek dökümü engellemek için en uygun saatlerdir. 1 günden fazla kurutulmaması önemlidir. 1 gün ideal ve yeterli süredir. Eğer 1 günden daha kısa sürede kurutma yaparsanız, otlarda küflenme ya da çürüme oluşabilir.
Biçilen korunga bitkilerinin toplandıktan sonra %18 nem oranına sahip alanlarda depo edilebilir. Güneşte kurumaya bırakılarak, sonrasında yığın şekilde depo edilmeye kalkılırsa bu tip durumlarda besin maddesinden %40’a yakın oranda değer kaybedebilir. Kurutma süresi az tutulursa, kayıp değerleri de buna göre azalır.
Biçildikten sonra kurutma ve namlu halinde uygun şekle getirilen korunga otlarının artık balya şeklini alıp hazır olması gerekir. Balya makineleri ile bunu yapabilirsiniz. Yaprak ve çiçek dökmemek için en iyi şekilde bu uygulamadan geçmek önemlidir. En hızlı şekilde yapılması gerekir. Balya halini aldıktan sonra ot depoya taşınır ve bu şekilde depolama süreci başlar. Düzenli olması için balyalar halinde depo edilmesi önemlidir. Doldurma ve boşaltma işlemlerinin yapılması açısından düzenli şekilde depo edilmesine özen gösterilmesi gerekir. Ürün zarar görmemeli ya da canlı haliyle hiçbir şekilde yıpranmaması gerekir. Nem olmaması gereken, su almaması gereken bu depolarda herhangi bir nem ya da su, otların çürümesine neden olabilir.