Dünyada kiraz tüketimi her geçen yıl artış göstermektedir. Kiraz yetiştiriciliği konusunda Türkiye, İran, Amerika ve İtalya söz sahibi olan ülkeler olarak gösterilebilir. Ülkemiz değişken iklim özelliklerine rağmen dünya kiraz üretiminde önemli ortaklardan bir tanesidir. Dünyada ihtiyaç duyulan kirazın önemli bir kısmı Türkiye’de üretilir.
İzmir, Manisa, Konya, Afyon, Isparta ve Denizli kiraz üretiminde ilk sıralarda sayılan şehirlerimiz olarak gösterilebilir. Kiraz yetiştiriciliği bu illerimizde önemli bir geçim kaynağı olarak görülür. Kirazın dikim aşamasından hasat aşamasına kadar birçok farklı ayrıntısı yer almaktadır. Eğer gerekli tüm adımlar atılıra kirazdan iyi bir verim almak ve üst düzeyde kazanç sağlamak mümkün olur.
Dünya üzerinde yer alan kiraz çeşitleri oldukça farklıdır. Bu çeşitlerin büyük bir çoğunluğu ülkemizde de yetiştirilmeye uygun ürünlerdir. Ancak ülkemizde en çok üretilen kiraz çeşidi belidi ve bu kiraz Avrupa’da Türk kirazı olarak isimlendirilmektedir. Kiraz yetiştiriciliği yapan vatandaşlarımızın büyük bir kısmı bu çeşidi tercih eder.
Türk kirazı olarak isimlendirilen kiraz çeşidinin belli başlı özellikleri yer alır. Her zaman iri, sert ve lezzetli bir meyvesi bulunur. Çatlamaya karşı oldukça dayanıklı bir üründür. Sap yapısı uzundur ve her zaman yeşil renktedir. Taşımacılık işlemlerine karşı oldukça dayanıklı olması dünyanın birçok farklı noktasına ihraç edilmesini sağlamaktadır. Bu yüzden her yerde Türk kirazı olarak bilinir.
2011 senesinde ülkemizde Davraz kirazı olarak isimlendirilen bir çeşit de üretime sunulmuştur. Bu kiraz türünün üretimi de her geçen gün artış gösterir. Erkenci bölgelerde yer alan kişiler için Turfanda ve Early Burlat isimleriyle bilinen kiraz çeşitleri de uygun olacaktır. İşlemeye yönelik kiraz çeşitleri arasında ise Starks Gold ismi ön plana çıkar.
Ülkemizde anaç olarak kullanılan farklı ürünler bulunur. Tohum anaçları araştırıldığında karşımıza iki farklı tür çıkar. Bunların ilki kuşkirazı olarak isimlendirilmektedir. Diğer seçenek ise İdris olarak isimlendirilen ürünlerdir. Her iki tohum anacı da istenen verimi sunabilir. Ancak yetiştirme aşamasında aralarındaki küçük farklardan bahsetmek mümkündür.
Tohum anaçlara ek olarak klon anaçlar da yer almaktadır. Dünya üzerinde aktif olarak kullanılan 5 çeşit klon anaç bulunur. Bunlar, Mazzard F12/1, SL-64, Gisela-5, Ma x Ma 14 ve Tabel edabriz olarak isimlendirilmektedir. Anaç olarak bu ürünler de kullanılabilir. Özel topraklarda bu ürünleri kullanmak son derece yüksek bir verim alma açısından önemli bir hamle olacaktır.
Kiraz yetiştiriciliğinde bahçe tesisi oluştururken en önemli etmenlerin başında döllenme biyolojisi gelir. Kiraz üretiminde verim alamayan kişilerin en büyük problemi budur. Tercih edilen kirazlar çiçek tozları ile döllenmeyi başaramazlar. Böyle bir durum söz konusu olduğunda dölleyici çeşit kirazın kullanımı gerekmektedir.
Dölleyici çeşit kiraz bahçedeki esas kiraz çeşidi ile iyi bir uyum yakalayan, çiçeklenme özelliği olan, son derece canlı ve bol miktarda polen oluşturan, ekonomik açıdan değerli bir kirazdır. Eğer kendine yararı olmayan kiraz çeşitlerinden bir bahçe tesisi hazırlanmışsa bu durumda tozlayıcı olarak iki farklı kiraz çeşidinin kullanılması gerekmektedir. Bu tercih edilen tozlayıcı kiraz çeşitlerinin bahçe içerisindeki oranı 1/8 olmalıdır. Eğer bahçenin son derece yüksek verim alması isteniyorsa 2 hektara 1 kovan gelecek şekilde arı kovanlarının kurulması gerekir.
Kiraz yetiştiriciliğinde potansiyelin belirlenmesi aşamasında iklim ve çevresel faktörler çok büyük önem taşır. Kirazların çiçeklenme, meyvenin geliştiği dönem ve hasat döneminde çok doğru hava koşullarında bulunması gerekli olur.
Kiraz ağaç yapısı olarak yapraklarını döken bir türdür. Ağaçlar büyüme dönemlerinde sıcaklığın oldukça yüksek seviyede olmasını isterler. Kışın ise ılık havalarda iyi bir şekilde dinlenen ağaçlardır. Kirazda meyvelerin en iyi şekilde olgunlaşabilmesi için don probleminin olmadığı konumların tercih edilmesi gereklidir. Meyvede çatlamaların olmaması için hasat döneminin de yağmursuz aşılması gerekir.
Kış soğuklarına karşı çok fazla dayanım gösterebilen bir ürün olmayan kirazlar en çok ilkbahar donlarından etkilenirler. Kiraz için ekilen tohumlar -2 dereceye kadar dayanım gösterebilmektedir. Oldukça iyi bir düzey olduğu söylenebilse de -4 dereceye düşüldüğünde tohumların neredeyse tamamı ölecektir. Eğer kiraz çiçekleri açmışsa -2 derece sıcaklık çiçeklere ciddi zararlar verecektir.
Birçok meyve gibi kış aylarında soğuklamaya ihtiyaç duymaktadır. Eğer soğuklama doğru bir şekilde gerçekleşirse ilkbahar aylarındaki gelişim istenen düzeyde olacaktır. Soğuklama işlemi ağacın 7,2 derecenin altında geçirdiği süreyi ifade eder. Her yıl bu ağaçların 400 ile 1500 saat arasında değişen soğuklama ihtiyaçları ortaya çıkar.
Kışların uzun sürdüğü bir bölgede soğuklama süresi kısa olan bir kiraz çeşidi yetiştirilirse bu durumda kirazlar zarar görecektir. Buna karşın uzun süre soğuklama isteyen bir kiraz çeşidi kısa süreli bir kış dönemi geçirirse bu durumda da gelişiminde düzensizlikler ortaya çıkar. En az diğer durum kadar zorlayıcı bir etmendir.
Kiraz bahçesi içerisinde yer alan ağaçlar soğuklama döneminde soğuğa dayanıklı bir yapı çizerler. Soğuk dönemlere ihtiyaç duymaları insanların çok soğuk havalarda dahi kiraz ağaçlarının dayanabileceğini düşündürmektedir. Ancak en uzun soğuklama saatine ihtiyaç duyan kiraz ağaçları dahi -29 derecede çok ciddi zarar görmektedir.
Kiraz bahçeleri için kullanılabilecek toprak yapısına bakıldığında her zaman iyi bir su tutma becerisine sahip olan çeşitlerin kullanılması doğru olacaktır. Toprağın pH derececi 5,5-7,5 aralığında olursa kiraz yetiştiriciliği için son derece uygun olacaktır. Aşırı seviyede nemli olan topraklar kiraz kökleri için zararlı olabilir. Toprak kökenli mantarlar sebebiyle ağaçların ölmesi bol nemli topraklarda daha sık görülen bir durumdur.
Kiraz yetiştiriciliği yapılacak olan bölge iyi bir şekilde analiz edildikten sonra hangi kiraz çeşidinin kullanılacağına karar verilir. Bu kiraz çeşidi için uygun fidanların temin edilmesi gerekirken her zaman sertifikalı ürünlerin alınmasına özen gösterilmesi şarttır.
Eğer kiraz yetiştiriciliği yapılan bölgede kışlar ılık geçirse dikimin sonbaharda yapılması gerekir. Sert kışlar görülüyorsa dikim işleminin ilkbahar aylarında yapılması doğru olacaktır.
Dikim işlemine başlanmadan önce kök tuvaleti olarak isimlendirilen işlem yapılmalıdır. Fidanlar aşı parselinden söküldükleri derinlik ne ise o derinliğe dikilmelidir. Dikim işleminin tamamlanmasının ardından can suyunun verişmesi de çok büyük önem taşır.
Kiraz bahçesi hazırlanırken toprak işleme oldukça önemli bir aşmadır. Toprak işlemenin çok derinlerde gerçekleşmemesi gerekir. İlk olarak toprağın havalandırılması ve yabancı otlardan temizlenmesi gereklidir. Bu işlemin yapılacağı dönem olarak ilkbahar ya da sonbahar ayları tercih edilirse sulama suyundan da faydalanılabilmektedir.
Kiraz ağacının sağlıklı bir yapıda olması ve istenen şekilde gelişmesi için sulamanın en doğru şekilde yapılması gerekir. Eğer sulama işlemi çok fazla yapılırsa kök gelişimi yavaşlamaya başlayacaktır. Fazla su toprağın içerisinde yer alan azot ve kükürdü alıp götürür. Bu da toprağın mineral yönünden geri düşmesine sebep olur ve gelişim olumsuz etkilenir.
Sulama işlemlerinin gereğinden daha az yapılması ise bitkilerde kuraklık stresine sebep olmaktadır. Bu stresli davranış bitkinin fotosentez yapmasını engeller. Nispeten daha az fotosentez gerçekleşir ve ağaç iyi bir şekilde gelişemez. Damla sulama tekniği kiraz yetiştiriciliği için ideal bir yöntem olacaktır. Farklı sulama yöntemlerinin kullanılması mecbursa çeşitli önlemlerin alınarak ağaçların korunması gereklidir.
Kiraz ağacı yetiştirilirken gübreleme de önemli bir ayrıntı olarak gösterilebilir. Eğer gübreleme işlemi olmazsa toprağın istenen düzeye gelmesi oldukça zordur. Gübreleme işlemi yapılmadan önce toprakta gerekli tahlillerin yapılması önemlidir. Tahlillerde ortaya çıkan sonuca göre gübrenin türü ve miktarı belli olur. Bu aşamada profesyonellerden yardım alınması en iyi tercihtir.
Kiraz yetiştiriciliğinde hasat en zor aşamalardan bir tanesidir. Kirazların fiziksel yapıları ve narinlikleri hasat işleminde çok dikkatli davranılmasına sebep olur. Gerekli olgunluğa erişmiş olan kirazların günün erken saatlerinde toplanması gereklidir. Toplama işleminde kirazların yalnızca meyvesi alınmaz. Saplarının da koparılması gerekli olmaktadır. Hasat yapılırken gelecek yılın meyve gözlerine zarar verilirse verim ciddi şekilde düşer.
Kirazlara zarar veren ilk etmen yaprak delendir. Yaprak delen sorununa karşı kanser yarası bulunan dalların dikkatli bir şekilde budanması gerekli olur. Eğer bu işlemler doğru bir şekilde uygulanırsa ağaç kısa sürede daha güçlü bir hale gelir. Kimyasal müdahaleler ile de yaprak delen problemi ortadan kalkabilir.
Kirazlarda bakteriyel kanser problemi de sıklıkla görülür. Bu probleme karşı da kullanılabilecek iki farklı yöntem bulunur. Aşılama yöntemi ile bu sorunun yaşandığı dallara müdahale edilebilmektedir. Kimyasal müdahale de her zaman söz konusu olur. Sonbahar aylarında yapraklar dökülünce kimyasal müdahale ile birlikte bakteriyel kanser ortadan kaldırılabilir.
Kiraz sineği ve kiraz sülüğü olarak isimlendirilen zararlılara karşı da önlem alınması gerekmektedir. Kısaca kurtlu olarak tanımlanabilen meyvelerin düzgün bir biçimde ayrılması gerekir. Ayrılan bu meyveler toprağın derinlerine gömülerek ortadan kaldırılır. Sorunlar artıyorsa ve önlenemiyorsa devreye ilaçlama seçeneği gelecektir. Düzenli ilaçlama ile birlikte bu zararlılardan tamamen kurtulmak mümkün olur.