Tüm tahılların anası olarak bilinen kinoa tüketimi, zengin besin değeri sebebiyle son yıllarda hızlı şekilde artmıştır. Anavatanı Güney Afrika olan ve özellikle savaşçılar tarafından tüketilen tahılın ilk kez 7 bin sene önce tüketildiği bilinmektedir. Ispanağı andıran bitkinin kalıntıları, Şili ve Peru’da yapılan arkeolojik kazılarda bulunmuştur. Afrika Kıtası’ndan Avrupa’ya göçenler ve o dönemdeki savaşlar ile birlikte dünyaya yayılmıştır.
Günümüzde ABD ve Avrupa ülkelerinde sıklıkla tüketilen kinoa, çok fazla sıcakta ya da soğukta yetişmez. 2 metreye kadar uzayabilen boyu ile en iyi And Dağları eteklerinde yetişir. Peru ve Bolivya da en iyi kinoaları yetiştiren ülkeler olarak bilinir.
Ülkemizde kinoa tüketimi özellikle 2000’li senelerin başında artmaya başlamıştır. İnsanların daha sağlıklı beslenmek istemesi bu durumda etkili olmuştur. Kinoa ithalatı her ne kadar fazla olsa da Trakya şehirlerinde ve İç Anadolu’da da kinoa yetiştirilmeye başlanmıştır.
Kinoa, besleyicilik açısından etle yarışabilecek seviyededir. 10 kilo etin bir kilo kinoaya karşılık geldiği söylenir. İçeriğinde yüksek oranda protein ve lif bulunur. A, K, D, C, B ve E vitaminleri bakımından oldukça zengindir. Hayvansal gıda olmaması sebebiyle vejetaryenler; glutensiz olması sebebiyle de çölyak hastaları tarafından tüketilir.
Kinoa, vücudun ihtiyaç duyduğu amino asitleri içerir. Kolesterol ve kilo kontrolü açısından oldukça başarılıdır. Ayrıca kan şekeri dalgalanmalarını da giderir. İçeriğindeki yükse manganez, magnezyum ve demir ile kansızlığa birebirdir ve yüksek oranda enerji üretilmesini sağlar. Temiz kan pompalanması konusunda vücudu destekleyen bu gıda, tıkalı damarları açmada ve iltihaplı hastalıkları gidermede yardımcı olur.
Kinoalar, pirinç gibi suyla haşlanıp pilav halini aldıktan sonra yemek olarak tüketilebilir ya da salatalara eklenebilir. Fakat öncelikle acı bölgesi temizlenmelidir.
Kinoa yetiştiriciliğine başlamadan önce öncelikle iklim isteğine kulak vermek gerekir. Bu tahıl, yüksek dağlık alanlardan deniz seviyesine kadar soğuk, nemli, kuru, sıcak her türlü iklimde yetişebilir. Yalnızca çok sıcak ya da çok soğukta olmamasına dikkat edilmelidir. En yüksek yetişme seviyesi ise 4 bin metre rakımıdır. Her yükselti için uygun kinoa çeşidi bulunur. -8 ve 39 dereceler arasında yetiştirilebileceği gibi en uygun sıcaklık ise 18-20'dir.
Kinoa, hemen her toprak türünde yetişebilir. Geçirgenliği yüksek, tınlı ve organik madde bakımından zengin olan topraklara aşıktır. Fakat tuzlu ve kurak topraklarda da çok rahat büyüyebilir. Uygun olmayan tek toprak türü, ağır killi olanlardır. Bunun dışında kalan ve pH seviyesi 4,5 ile 9.0 arasında olan her toprakta tarımı yapılır.
Kinoa yetiştiriciliği yaparken dikkat edilmesi gereken bir diğer unsur da tohum seçimidir. Ülkemiz şartlarına göre yetişme süresi kısa olan tohumları tercih etmek gerekir. 200’den fazla çeşidi olan kinoanın kısa gün veya saponinsiz çeşitleri tercih edilebilir.
Kinoa ekimi için ortalama toprak sıcaklığının 5-7 derece arasında olduğu aylar tercih edilmelidir. Rakımı düşük arazilerde mart ve nisan, rakımı yüksek arazilerde ise mayıs ayında ekim yapılabilir. Ekimde çiçeklenme zamanını tutturmak önemlidir çünkü bu dönemde sıcaklığın 35 dereceyi geçmemesi gerekir. Kinoa ekiminde iki yöntem vardır:
Bu yöntem, buğdayın ekim yöntemi ile aynıdır. Tohumlar, gübre ile karıştırılır ve mibzerin gübre bölmesine konularak döküm bakına 500-1200 gram tohum gelecek şekilde ayarlama yapılır ve ekilir.
Bu yöntem, tohum boyutlarına uygun olan havalı hassas ekim mibzeri gözlerine tohum konulmak ve ayarlama ile ekilmek suretiyle yapılır. Ayarlamada sıra arasının 45 cm, tohum aralığının ise 8-12 cm olmasına özen gösterilmelidir. Dönüm başına 500-1200 gram tohum ekilmelidir.
Kinoa ekiminden önce toprak için çiftlik gübresi kullanılmalıdır. Verilecek azotlu gübre sayesinde toprağın hem protein içeriği hem de verimi artırılır. Öyle ki azotun sülfat formunda kullanılması daha da faydalı olacaktır. Dekar başına 5-15 kg azot ve 5-8 kg fosfor yeterli olur. Yıllık yağış oranı yeterli ise ekstra sulama yapmaya gerek yoktur fakat ekstra sulama da ürün verimliliğini artırmaktadır.
Kinoa yetiştiriciliğinde yabancı ot kontrolü için ruhsatlı bir ilaç yoktur. Fakat sık sık ekim yaparak yabancı ot baskısı azaltılabilir. Bitki 15 santimetreye ulaştığında yabancı otları ayıklamak amacıyla sıra arasında çapa yapılabilir.
Kinoa, yapısı itibarıyla dayanıklı bir bitkidir. Fakat bir canlı olduğu için hastalıkları ve zararlıları bulunabilir. Yaprak biti, yaprak kurdu ve yaprak mantarı kinoa için büyük bir problem iken kuşlar da bu bitkiler için büyük bir sorundur.
Kinoa hasadı, ekiminden 60-90 gün sonrasına denk gelmektedir. Çiçeklenme döneminde yüksek sıcaklık riski sebebiyle kısa gün çeşidi tercih edilmesi uygundur. Bu sebeple hasat dönemi kısa sürede gelebilir. Makineli hasat için uygundur. Buğday biçerdöveri ile hasat yapılabilir. En düşük verimi dekar başına 150-400 kg olmakla birlikte ülkemizde ortalama 650 kg/dekar verim elde edilir. Bu oran yurt dışında 950 kg/dekarı bulmaktadır.
Astronot gıdası olarak bilinen ve gıda kıtlığı döneminde insanları kurtaracağına inanılan kinoa, 2013 senesinde Birleşmiş Milletler tarafından incelenmeye alınmış ve aynı senede dünya genelinde kinoa ekimi yapmak isteyenlere teşvik verilmesi kararlaştırılmıştır. Güçlü protein içeriği ile son 10-15 senede ülkemizde de sık sık ekimi yapılan bu tahılın yetiştiriciliğini yapmak isteyenler, devletten teşvik alabilirler. Devlet tarafından verilen eğitimlere ve kurslara katılarak sertifikalı kinoa yetiştiricisi olabilirler.
Kinoa yetiştiriciliği yapmak isteyen kişiler bu ürünü alan firmalar ile anlaşıp tohumları bedava alabilir ve hasadın ardından da aynı firmaya ürün satışı yapabilirler.