Kabak yetiştiriciliği, ülkemizde oldukça yaygın olan tarım etkinliklerinden biridir. Kabak tohumlarını ekip gerekli bakımları yaparak yaz sebzesi olan kabağı kolaylıkla yetiştirmek mümkündür.
Yaz sebzelerinden olan kabağın pek çok türü bulunur. En çok bilinen türleri ise yazlık kabaklar, kışlık kabaklar, su kabakları, lif kabakları ve bal kabaklarıdır. Bunların dışında süs ve yemeklik olmak üzere pek çok türü de mevcuttur. Yazlık kabaklar Sakız, Su, Asma ve Girit kabakları olarak ayrılırken kışlık kabaklar Bal ve Kestane kabakları ile dieğr iri kabaklardır. Mis, Parmak ve Su kabağı çeşitleri aynı zamanda süs olarak da kullanılmaktadır.
Ülkemizde seracılığn gelişmesi sayesinde yaz kabaklarının üretimi kış döneminde de artmıştır. Yıllık kabak üretimimiz yaklaşık 500 bin ton civarındadır ve hızlı şekilde artmaktadır. Bu geniş üretim ağının da yaklaşık 400 bin tonu yazlık kabaklardan oluşur. Kabak çekirdeği üretimi de bu sayı içerisinde yer alır.
Kabak bitkisi orijininin nereden geldiği hakkında farklı görüşler bulunur. Bazı botanikçiler kabağın hemen hemen tüm türlerinin Amerika olduğunu söylerken bazıları da Asya olduğunu belirtir. Milattan Önce 2000-1500 senelerinde beri Amerika’da pek kabak bitkileri yetiştirildiği bilinmektedir.
Kabak yetiştiricilerinin tohum ekimi yapmadan önce sebzenin bölümlerini ayrıntılı olarak bilmesi, bitkiyi tanıması gerekir. Tek yıllık kültür sebzelerinden olan kabağın en önemli bölümlerinden biri köktür. Erken dönemde kazık kök etrafında 4 ile 6 adet arasında değişen ve oldukça yüzeysel büyüyen yan kökler mevcuttur. Zaman içerisinde yan kökler daha hızlı büyür ve saçaklı görünüm alır. Yan kökler 100-150 cm uzunlukta bile olabilir. Köklerin çoğu, toprağın derinliklerinde yer alır.
Gövde kısımları yazlık ve kışlık kabaklarda farklı büyüyebilir. Girit, Sakız ve Yazlık kabaklarda gövde yarı yatık veya dik olarak büyür. Bitki, 50-100 cm’lik çaplar içinde olmak üzere grup halinde görünür. Gövdeleri otsu fakat kuvvetlidir. İlk büyümeye başladığında yeşil olan gövde rengi zamanla açık yeşil veya kahverengiye döner. Sert dikenli ve tüylüdür.
Kabak sebzesinde taç yapraklar uzun saplarla gövdeye bağlıdır. Bu sapların üzeri boydan çizgilidir ve ayrıca saplar hem dikenli hem de tüylüdür. Sapın ortasında uzun bir kanal bulunur ve bunun içi boştur. Yapraklar büyüktür; kalp, beşgen, oval, parçalı ya da dikenlidir. Ayrıca yaprakların altı ve üstünde tüyler bulunur. Renkleri ise yeşilin tonları şeklindedir.
Kabakların çiçekleri, ana gövde üzerinde bulunan yaprak koltuğu denilen yerlerde açar. Salatalıklarda da çiçekler aynı şekilde açarlar. Tek evcik denilen erkek ve diş çiçekler aynı bitki üzerinde bulunurlar ancak birbirlerinden ayrı yerlerde kümelenirler. Erkek çiçeklerin sapları, dişi çiçeklerin saplarına oranla ince ve uzundur. Bir yaprak koltuğunda 3-4 çiçek aynı anda yetişebilir.
Taç yaprakları perdelidir. Çanak yapraklar yeşilken taç yapraklar asarı tonlarındadır. Dişi çiçeklerin kısa ve kalın saplarının üzerinde meyve taslağı bulunur. Kabak çiçeklerinde, salatalıklara oranla daha fazla türde çiçek çanağına rastlanır.
Kabaklarda meyvelerin irilik, şekil, dilimlik, renk ve et özellikleri bakımından çeşitleri vardır ve bunların hepsinin çiçekleri farklı özellikleri bulunur. Yazlık kabaklarda meyveler sebze olarak değerlendirilir. Meyve olgunlaştıktan, 10-25 santim uzunluğa ve 3-10 santim genişliğe eriştikten sonra hasat edilir. Fakat tohumluğa bırakılan kabaklar, 50 santim uzunluğa ve 15 santim çapa kadar erişebilir.
Yazlık kabaklar içinde bulunan asma kabakları hasat döneminde 1,5 metreye ve 10 santim çapa ulaşabilirler. Buna karşın su kabakları ise 50 santim uzun uzunluğa, 20 santim genişliğe erişebilir. Bunlar genişlikleri sebebiyle süs eşyası olarak da kullanılabilir. Yazlık kabakların renkleri turuncu, sarı, yeşil tonları veya krem rengi olabilir.
Kışlık kabaklara baktığımızda ise bal kabağının çokça göz önüne çıktığını görürüz. Bu kabaklar yuvarlak, silindir biçiminde ya da armut şeklinde olabilir. Renkleri ise sarı ve turuncu tonlarındadır. Ağırlığı 60 kiloya kadar çıkabilir. Kış kabaklarının sapları odunsu, köşeli ve çok kalındır.
Kabak fidelerinin ekiminden önce toprağın çeşidi hakkında detaylandırmalar yapmak gerekir. Öncesinde toprağın işlenmiş olması, gerekli gübrelemelerin yapılmış olması gerekir. Eğer topraktaki besin yeterli değilse bu durumda kabaklar büyümeyecektir. Önceki hasattan sonra eksilen mineral, vitamin ve torfların yerine konulması gerekir. Ayrıca topraktaki donların geçmiş olması, gerekli sıcaklığa erişmiş olması öncelikli özelliklerdendir. Ekim aşamasında hava durumu da oldukça önemlidir. Serin fakat rüzgarsız havalarda ekimin yapılması; fidenin güneş ışınlarından daha fazla yararlanabilmesi için kuzey-güney istikametinde ekilmesi önerilir. Bu hizada olan ekimler sayesinde maliyetler de azalacaktır.
Fide ekimi yaparken iki fide arasındaki mesafenin en az 50, en çok 80 santim olmasına; sıralar arasının ise 100 ile 105 santim arasında olmasına özen göstermelisiniz. Ekimi yaptıktan sonra can suyu vermeyi de ihmal etmemelisiniz.
Kabak yetiştiriciliği sulama işlemi ilk olarak ekimden hemen sonra can suyu vermekle başlar. Yetiştiricilik alanının fazla büyük olması sebebiyle kabak yetiştiriciliğinde en uygun sulama yöntemi yağışlar olarak görülür. Yağışlar mevsim normallerinde olduğu sürece yeterlidir. Ülkemizde sıklıkla uygulanan salma sulama sistemi kabak sebzeleri için uygun değildir. Eğer yağışlar yeterliyse bu durumda ortalama 6-7 hafta sonra ilk kabak meyveleri ortaya çıkacaktır. Bu meyveler göründüğünde ilk sulamayı yapmak gerekir.
İlk sulamadan 2-3 hafta sonra ikinci sulama yapılır. Kabaklar tohumlaştıktan sonra hasat edilirler. Meyveler, tohumluk meyve iriliğine ulaştıktan sonra sulama gerekmez. Fakat kabak çekirdeği yetiştiriciliğinde sulama, tohum iriliğini ve verimliliği etkiler. Bu çeşitte sulama yapmak gerekir. Susuz kalan kabaklar kolaya anlaşılır. Pörsümüş yapraklar ortaya çıkmadan önce sulama yapmak gerekir.
Gübreleme işlemi hem bitkiler hem de toprak için önemli ve gereklidir. Hasatla birlikte topraktaki vitamin ve mineraller de azalır. Yeni ekim yapmak için topraktaki bu eksiklikleri gidermek gerekir. Ölçüm yapıp topraktaki eksiklikleri ölçmek ve tamamlamak için gereken gübrelemeyi yapmak gerekir.
Kabak çeşitleri toprak isteği olarak seçici değildir fakat yine de kumlu ve çok ağır toprakları sevmezler. Minerallerce zengin olan, organik, derin, su tutan ve geçirgenlik oranı yüksek olan toprakları severler. Bu şartlar sağlandığında tohumlardan en iyi mahsuller alınır. Fakat toprak kumlu ise ticaret gübresi ve çiftlik gübresini aynı anda kullanarak kabak yetiştirebilirsiniz. Fakat yine de istenilen verim alınamaz.
Yetiştiriciliği yapılacak toprağın pH değerinin 6 ile 7 arasında olması gerekir. pH seviyesini sabit tutmak ve madde bakımından toprağı zenginleştirmek için sonbahar döneminde ya ad ekimden 1 ay kadar önce dekar başına 5 ton yanmış çiftlik gübresi vermeniz gerekir. Gübreleme esnasında kullanılabilecek olan maddeler şu şekildedir:
Besin eksikliği durumunda:
Kabak yetiştiriciliğinde budama işlemi pek yapılmaz. Bunun yerine hastalanan yaprakları koparmak yeterlidir.
Kabaklarda hastalık ve zararlara dönem dönem rastlanmaktadır. Hastalığın ilk görüldüğü andan tamamen geçene kadar düzenli olarak ilaçlama yapmak gerekir. En çok bilinen hastalıklar şunlardır:
Yapraklar üzerinde oluşan sarımsı lekelerdir ve renkleri gittikçe koyulaşır. Bu lekeler yerini zamanla küf tabakasına bırakır. Böylece yapraklar kurur.
Yapraklar üzerinde beyaz minik lekeler olarak karşımıza çıkar. İlerledikçe yapraklar kurur ve dökülür.
Yapraklarda oluşan şeffaf yağ bezeleridir. Krem renkli akıntılara sebep olur. Bu bitkilerde üretilen meyvelerde de lekeler görülür.
Bu bitler, bitkilerin suyunu emerek onları zayıflatır. Sarı, siyah, yeşil ya da şeffaftırlar. Geliştirdikleri mantarlar ile yaprakların üzerlerini siyahlaştırırlar. Fotosentez yapılmasını önlerler. Bu bitler virüs taşıdıkları için virüslü hastalıkların yayılmasını sağlarlar. Çok hızlı yayılabilirler.
Sarı ve oldukça hareketli canlılardır. Bite benzerler. Yaprakların sularını emerler. Virüs taşırlar ve kısa sürede yayılırlar.
Bu örümcekler de bitler ve thripsler gibi yaprakların bitkinin suyunu emerler. Bitkileri susuz bırakarak öldürürler. Emdikleri yaprakları ağlarla kaplarlar. Virüs taşıyıcısıdırlar ve hızla yayılırlar.
Yapraklar üzerinde galeri oluştururlar. Bu bölgeler sararır, kurur ve dökülür.