Greyfurt, yaz aylarını bir kenara bırakırsan yılın kalan dönemlerinde direkt olarak ya da suyu çıkarılarak tüketilebilen meyvelerden bir tanesi. Sarı kabuğunun içerisinden çıkan kırmızı rengiyle hepimizi cezbeden bu meyve sert bir tadı olması sebebiyle herkesin sevdiği meyveler arasında yer almıyor. Ancak içerisinde çok sayıda yararlı vitamin ve mineral bulunuyor oluşu çok sayıda kişinin greyfurt yetiştiriciliği yapmasını ve ürünlerini kolaylıkla satmasını sağlıyor.
Anavatanı Jamaika olan greyfurt ağaçları ile dünyanın tanışması 17. yüzyıla dayanıyor. İlk olarak sıcak iklimlerde ortaya çıkmaya başlayan bu ağaçlar kısa süre içerisinde tüm dünyaya yayılmaya başladı. Tabi ki yalnızca sıcak iklimlerde greyfurt yetiştiriciliği yapılabiliyor. Ülkemizde de Akdeniz ve Ege bu ağaçların yetiştirildiği bölgeleri oluşturuyor.
Diğer ismi altıntop olan bu meyvenin yetiştiriciliğinde ülkemiz dünyanın öncü devletleri arasında değil. Ancak yılda 163.000 ton altıntop yetiştiriciliği yapan ülkemizin çok kötü bir durumda olduğu da söylenemez. Afrika, Çin ve ABD’nin liderliği bulunan bu sektörde ülkemiz 7. sırada yer alıyor.
Altıntop ağacı boy olarak 4 ila 6 metreye kadar uzayabilen ağaçlardır. Kökü oldukça sağlam bir yapıya sahiptir ve oldukça derinlere kadar uzanır. Gövde yapısı düzdür ve dik bir forma sahiptir. Yaprak yapısı incelendiğinde iri, sık, sert, parlak, koyu yeşil bir renge sahip ve pürüzsüz yapraklar karşımıza çıkar. Altıntop ağacı yapraklarını döken bir ağaç türü değildir.
Ağaçlarının kökleri çok derine ulaşan greyfurdun şekli yuvarlaktır, hafifçe yukarıdan ve aşağıdan basık şekildedir. Çekirdekli ya da çekirdeksiz olması konusunda net bir bilgi vermek oldukça zordur. Her iki çeşidi de bulunmaktadır. Meyveyi direkt olarak tüketmek isteyen kişilerin kabuklarını soyması şarttır. Kabuklu olarak tüketilmesi mümkün olmaz.
Meyvesinin eti biraz acı bir tada sahiptir ancak C vitamini yönünden muhteşem bir üründür. Çeşidine göre et rengi kırmızı, pembe ya da sarı olabilen bu meyvede C vitamini miktarı her türde çok yüksek seviyededir. Tadının biraz acı olması halk arasında genellikle suyunun sıkılarak kullanılmasına sebep olmaktadır. Ancak seven kişiler rahatlıkla meyvesini de tüketebilirler.
Diğer turunçgil ağaçları gibi greyfurt ağacı da humus yönünden zengin, süzek, derin, kumlu-tınlı ya da killi-tınlı bir toprak yapısını sevmektedir. Kökleri toprağın derinliklerine kadar uzandığı için ağacın oksijen isteği her zaman çok yüksek seviyede olmaktadır. Bu durum greyfurdun kesinlikle ağır bünyeli topraklarda yetişememesine sebep olur.
Greyfurt yetiriciliği yapılacak olan bölgede taban suyunun minimum 1,5 metrenin altında olması istenir. Taban suyunun yüksekliği 1,5 metreden daha üst seviyede ise drenaj işleminin yapılması şarttır. Greyfurt ağacının toprak isteği pH yönünden incelenirse değerin 5,5-6 aralığında olması istenmektedir. En iyi verim bu pH aralığında elde edilir.
Greyfurt yetiştiriciliğinde iklimin önemi oldukça büyüktür. Diğer tüm turunçgillerde olduğu gibi greyfurtta da sıcak bir iklim talep edilir. Hava sıcaklığının 2 3 derecenin altına düşmemesi istenmektedir. Bu seviyenin altına hafifçe inmeye başlayan sıcaklıklarda özel müdahaleler ile ağaçlar kurtarılabilir. Ancak -9 derece ağaçlar donarlar ve ölürler.
Greyfurdun iklim isteği maksimum sıcaklık değeri de içermektedir. Her ne kadar sıcak iklimleri seven bir meyve olsa da sıcaklıklar 45 derecenin üzerine çıkmaya başladığında ağaç zarar görmeye başlar. Greyfurt ağaçları 12-13 derecede gelişmeye başlar ve gelişimlerini 36-37 derecede sonlandırırlar. Meyvelerin oluşumunda en ideal sıcaklık 21 derece olmaktadır. Sıcak ve soğuk rüzgârlar her zaman greyfurtları olumsuz bir şekilde etkiler.
Greyfurt ağacının toprak içerisindeki hareketi oldukça derinlere doğrudur. Ağaç kökleri oldukça derine inebiliyor olsa da kökün %90’ı ilk 90 cm. seviyesindeki toprağın içerisindedir. Bu sebeple de toprakta yapılacak işlemler köklere zarar verebileceği için en fazla ilk 10 cm. seviyesinde yapılmalıdır.
Greyfurt yetiştiriciliği yapılırken toprağın yılda 4 defa çapalanması gerekir. Bu çapalama işlemlerinin 15-20 gün arayla yapılması uygun olur. Eğer yetiştiriciliğin yapıldığı bahçe çok büyükse bu durumda sürülmesi de uygun olacaktır. Bu işlemler verimi arttıran adımlar olarak gösterilebilir. Ancak sürülme işlemi yapılacaksa pulluk kullanılmaması gerekir. Kullanılırsa kökler zarar görebilmektedir.
Greyfurt yetiştiriciliğinde şekil ve ürün budamaları uygulanır. Budama sonrasında ağaçlar kâse şeklini almaktadır. Ağaçlarda yaz aylarında budama işleminin yapılmaması gerekir. Aksi halde ağaçlarda uç kurutan hastalığı ortaya çıkmaya başlar. Dikim sırasında terbiye budaması yapılırsa ağaçlara 3-4 yıl boyunca herhangi bir budama işleminin yapılmasına gerek olmayacaktır. İlk 2-3 yıllık süreçte yalnızca alt sürgünler alınır.
Greyfurt ağacı ne zaman ürün vermeye başlarsa o dönemde budama işlemlerine de başlanması gerekir. Özellikle dikine doğru büyüme gösteren obur dalların kesilmesi doğru olacaktır. Dallar dondan zarar görürse yeni sürgünler çıkınca sürgünün hemen üstünden donan dallar kesilmelidir. Donlardan sonra başlayan budamalar ilkbahar sürgünlerine kadar devam edebilir.
Greyfurt yetiştiriciliğinde su ihtiyacı değişiklik gösterebiliyor olsa da genelde 80 ile 120 cm. arasında değişmektedir. Ulama işlemleri Nisan ile Ekim aylarının arasında devam eder ve çok sıcak olduğu dönemlerde sulama işlemler 60-70 cm. seviyelerine çekilmelidir. Greyfurt yetiştiriciliğinde sulama yetersiz olursa ağaçlar su bulabilmek için köklerini yarmaya başlarlar. Bu durumda ağaçlar zarar görür ve verim ciddi şekilde azalır.
Sulama yetersiz olursa ağaçlar zarar görür ancak çok fazla olması da ağaçlara zarar verir. Fazla sulama yapılırsa kökler hava alamamaya başlar. Uzun üre hava alamayan kökler giderek çürürler. Köklerin çürümesi meyvenin veriminin ve kalitesinin azalmasına sebep olan bir etmendir.
Beyaz renkli çiçekleri olan greyfurt ağaçlarının topraktan besin çekme miktarı oldukça yüksektir. İhtiyaç duyulan bu besinlerin temin edilebilmesi için de kusursuz bir gübreleme işleminin yapılması gerekli olur. Gübreleme işlemine başlanmadan önce kesinlikle toprağın analiz işlemleri yapılmalıdır. Yapılan analizlere göre gübrenin içeriği de ortaya çıkmaya başlar.
Greyfurt yetiştiriciliğinde kullanılan kompoze gübre miktarları oldukça değişkendir. Bahçenin kaç yıldır kullanıldığına göre tercih edilmesi gereken gübrelerde de değişiklikler olur. Bu aşamada gübrenin içerisinde yer alan potasyum, fosfor ve azot miktarları önem arz eder. Ufuk Tarım gibi profesyonel markalardan yardım alınırsa gübreleme işlemleri kusursuz bir şekilde gerçekleştirilebilecektir. Gübreleme işlemleri öncesinde planlamanın yapılması ve tamamen bu plana uygun bir şekilde hareket edilmesi gereklidir.
Turunçgil ağaçlarının tamamı Ekim ve Kasım aylarında hasat edilmeye başlanmaktadır. Olgunlaşma seviyelerine göre hasat işlemlerine kış ayları boyunca devam edilebilir. Bazı durumlarda greyfurt henüz meyve yeşilken, erken hasat edilir. Kullanım şekline göre bunun kararı verilmektedir. Hasat işleminin yapılacağı günde havanın açık, kuru, ılık ve güneşli olması gereklidir.
Hasat yapılması düşünülen dönemde meyvelerin üzerine kırağı ya da çiy yağmışsa bu durumda kuruması beklenmesi ve bu şekilde hasat edilmemelidir. Hasat işlemleri elle yapılabildiği gibi bıçak kullanılarak da kolayca yapılabilir. Hasta ne şekilde yapılırsa yapılsın işlem sırasında dalların kırılmamasına özen gösterilmesi gerekmektedir. Özenli bir şekilde toplanırsa ağaç bir sonraki döneme de hazır bir halde olur.