Ülkemizde en çok tercih edilen tarım ürünü olan buğday dünyada da aynı unvanı kazanmayı başarmaktadır. Temel gıda malzemeleri arasında yer alan un ve buna bağlı olarak ekmek üretiminde buğday kullandığı için tüm dünyada yoğun bir şekilde buğday yetiştiriciliği yapılmaktadır.
Birbirinden oldukça farklı iklim ve toprak koşullarında yetişebilen buğday ülkemizin birçok bölgesinde çiftçilerin geçim kaynağıdır. Tek yıllık bir bitki olan buğdayın yetiştiriciliğinde çok hassas davranılmasına gerek olmaz. Temel işlemler doğru bir şekilde yapılırsa verimli bir yetiştiricilik mümkün olmaktadır.
Yetiştiricilik ile uğramayan insanlar genellikle buğday çeşitleri hakkında bilgi sahibi değillerdir. Ancak buğday 3 temel gruba ayrılır ve her grupta farklı çeşitleri bulunur.
Dünyanın hemen her yerinde üretilebilen buğday genellikle serin ve ılık iklimleri tercih etmektedir. Kardeşlenme ve çimlenme dönemleri olarak isimlendirilen ilk dönemlerde buğday sıcaklardan hoşlanmamaktadır. Sıcaklıkların 5-10 °C aralığında, nem oranının %60’ın üzerinde olması durumunda buğday normal bir şekilde büyümeye devam edecektir.
Bir sonraki evresi olan sapa kalkma döneminde ise istediği sıcaklıklar 10-15 °C aralığına çıkarken istediği nem oranı minimum %66’dır. Buğday genellikle az ışık seven bir bitkidir. Çok yüksek ışık verimi düşürecektir.
Buğday yetiştiriciliği yıllık yağış miktarı 350-1150 mm. olan yerlerde muhteşem bir şekilde yapılabilmektedir. Alınan ürünün bol olduğu aralık ise 500-600 mm. aralığıdır.
Buğday organik madde yönünden zengin olan toprakları sevmektedir. Killi, tınlı-killi ya da kumlu-tınlı toprak türleri buğdayın başarılı bir şekilde yetiştirilmesi için uygun olan toprak türleridir. Toprakların içerisinde kireç ve fosfor her zaman bulunmalıdır. Eğer bu maddeler yer almıyorsa gübreleme işlemleri ile bu maddeler toprağa kazandırılır.
Fosforlu gübre kullanımı ile zenginleşen topraklarda verim her zaman üst seviyede olacaktır. Organik madde yönünden fakir olan topraklarda buğday yetiştiriciliği yapılıyorsa ekmek ya da makarna yapımında kullanılan çeşitlerin tercih edilmesi gerekmektedir. Diğer buğday çeşitleri fakir topraklarda yetiştirilemez.
Toprağın derin olması da son derece önemlidir. Toprak hazırlığı dönemi geldiğinde derin toprak üzerinde yapılan işlemler ile en iyi şekilde buğday yetiştiriciliği yapılabilir.
Kuru bir bölgede toprak hazırlığı yapılıyorsa toprağın nadasa bırakılması uygun olacaktır. Buğday hasadı yapıldıktan sonra toprağa bir ürün ekilmez ve tekrar uygun dönemin gelmesi beklenir. Erken ilkbaharda pulluklu sürüm işlemi uygulanmalıdır. Sonbahar ayları geldiğinde de tırmık ile toprak tekrar buğday ekimi için hazır hale getirilir.
Su yönünde hiçbir sıkıntı yaşanmayan topraklarda ise buğdayın çapa bitkileri ile münavebeye girer. Münavebe olması nedeniyle hasat işleminden sonra hemen topraktaki bitki kalıntılarının temizlenmesi gereli olacaktır. Temizlenme işlemine alternatif olarak özel ekipmanlar ile çok küçük parçalara dönüşecek şekilde kırılıp toprağa da katılabilmektedir. Sonbaharda tırpan ile yeni ekime hazır hale getirilir.
Buğdayın ekim işlemleri çok zor değildir ve bu sebeple buğday en çok üretilen tarım ürünüdür. Tabi ki talebin yüksek olmasının da bunda etkisi oldukça fazladır. Ülkemizde 15 Ekim – 15 Kasım tarihleri arasında buğday ekimi yapılmalıdır.
Ekim işleminde geç kalınması verimi son derece olumsuz etkiler. Hem kışlık hem de yazlık buğday geç ekimlerden etkilenmektedir. Günlük sıcaklık değerlerinin 5-8 °C aralığında olduğu dönemlerde ekim işlemlerinin yapılması gerekmektedir.
Kışlık buğdayın 5-8 cm derinlikle ekilmesi gerekir. Bu derinlik bitkinin gelişimi için en uygun seviyedir. Hazırlanan tohum yatağı kuru koşullarda 15-17 kg/da tohumu kaldırabilir. Sulu koşullarda bu değer 13-15 kg/da seviyesine gerilmektedir. Ekim işlemi yapılmadan önce tohumların cıvalı ilaçlar ile ilaçlanması şarttır.
Buğday yetiştiriciliğinde gübreleme işlemleri çok önemli bir yer tutar. Bu işlemlere başlanmadan önce toprak analizinin başarılı bir şekilde yapılması gerekmektedir. Ufuk Tarım gibi profesyonel ve tecrübeli firmalar toprak deneylerini gerçekleştirerek torağın ihtiyaç duyduğu gübre miktarını belirlemektedirler.
Kuru topraklarda 6-8 kg/da azotlu, 9 kg/da fosforlu gübre kullanılması gerekmektedir. Sulu koşullarda 16 kg/da azotlu, 13 fosforlu gübre kullanımı söz konusu olur. Ekim işlemleri sırasında azotlu gübrenin yarısı, fosforlu gübrenin tamamı kullanılmaktadır. Kardeşlenme başlangıcında kalan azotlu gübre verilmelidir. Azotlu gübreler toprak yüzeyine verilirken fosforlu olanlar banda verilmektedir.
Sapa kalkma, süt olum ve başaklanma dönemleri buğdayın suya en fazla ihtiyaç duyduğu dönemlerdir. Sapa kalkma aşaması Mart sonunda, başaklanma Nisan ayının başında, süt olumu ile Mayıs ayında gözlemlenmektedir. Bu üç dönemde de buğdayın sulanması gerekli olur.
Su sıkıntısı olan bölgelerde sulama 2 defa yapılabilecekse başaklanma ve süt olumu dönemleri tercih edilmelidir. Sulamanın 1 defa yapılacağı sıkıntılı bölgelerde ise süt olumu döneminde sulama işlemleri gerçekleştirilmelidir.
Ekim aylarının çok kurak geçtiği dönemlerde sulama işlemlerinde bu aylarda başlanmalıdır. Toprakta nem yetersiz ise Ekim ayında yapılan sulamalar ile toprağın nem kazanması sağlanmaktadır. Topraktaki nemin kontrolü için demir çubuklar kullanılabilir. Eğer demir çubuk rahatlıkla 30-40 cm. toprağa giriyorsa nem oranı yeterli görülmektedir.
Buğday hasadı biçerdöver, orak ve tırpanla gerçekleştirilmektedir. Hasadın ne zaman yapılacağına karar verilirken dane dökme, ürünün su oranı ve makinelerin kullanılabilirliği önemli etmenlerdir. Eğer hasat işlemlerinde biçerdöver kullanılacaksa hasat işlemleri nispeten biraz daha geç yapılır.
Biçerdöverler ile hasat işlemi yapılırken üründeki dane su oranı %13-15 seviyesinde olmalıdır. Hasat işlemleri çok erken yapılırsa hala saplar nemli kalacaktır. Sapların nemli kalması biçerdöverin sağlıklı bir şekilde çalışmasına engel olur. Ayrıca danelerin ayrılması da güçleşecektir.
Hasat işlemine geç kalınırsa dane düşme miktarı yükselmektedir. Bu durum elde edilen ürün miktarının azalması anlamına gelir. Makarnalık buğday çeşitlerinin hasat işlemleri gecikirse danelerin parlaklıkları düşer ve ürün kalitesizleşmiş olur.