Aronya(aronia) bitkisi, gülgiller ailesine mensup olan, çalı formunda bir bitkidir. Aronya meyvesinin diğer adı chokeberry’dir. İnsan sağlığına olumlu etkileri saymakla bitmeyeceği için halk arasında güç meyvesi, süper meyve olarak da bilinir. Anavatanı Kuzey Amerika olan aronya meyvesi, uzun yıllardır kuzeydoğu avrupa’da da tüketilmektedir. Ülkemizde de yetiştirilmekte olan aronyanın, yüksek miktarda antioksidan içermesi sebebiyle bütün vücut hücrelerini baştan aşağı yenilediği ve vücutta bakteri ve virüs oluşumuna izin vermediği iddia edilmektedir.
Aronya meyvesinin hastalıklara karşı iyileştirici ve önleyici etkilerinin mevcut olduğu bilim insanlarınca kanıtlanmıştır. En başta dünyayı kasıp kavuran covid-19 hastalığının tedavisini destekleyerek hızlandırdığı bilinir. Bu yüzden uzmanlar, covid-19 hastalığına yakalanmış kişilere bol bol aronya meyvesi takviyesi almalarını önerirler.
İçerdikleri antioksidan miktarına bakarak hücreleri kısa sürede yenilemesi, aronya meyvesinin kanserle mücadelede önemli rol oynadığını kanıtlar niteliktedir. Aronya meyvesinin kanserli hücreleri yok etme özelliği de vardır.
Aronya meyvesi kolajen ve elastion içerir. Bunlar sayesinde damar ve kemiklerin gelişimini olumlu yönden etkiler. Bu durum kan dolaşımının performansını artırır, kalbin kontrollü atmasına yardımcı olur. Bu faydasıyla birlikte kandaki kolesterol seviyesini dengede tutması da damarlar için çok önemlidir. Kandaki kolesterol seviyesinin dengede kalması damarların tıkanmasının önüne geçer. Bu sayede kalp krizi, yüksek tansiyon ve felç hastalıklarına iyi geldiği görülür. Bu hastalıkların çok ciddi risklerini azaltır.
Aronia meyvesinin düzenli tüketilmesi akciğer ve karaciğer sağlığı için de çok yararlıdır. Akciğer ve karaciğerin temizlenmesine, zararlı bakterilerin ise vücuttan idrar yolu ile atılmasına yardımcı olur. Sindirim sistemi için de aynı derecede etkili olan aronya, yemek kalıntılarını temizleyerek sindirim sisteminin daha iyi çalışmasına da katkı sağlar.
Aronya meyvesinin limon suyuyla birlikte tüketilmesi, hücre içindeki kolinesteraze aktivitesini düşürür. Bu da parkinson ve alzheimer gibi hastalıklardaki temel patolojiyi önlemek adına kullanılabilir.
Aronya meyvesinin en önemli faydalarından bir diğeri ise bağışıklığı güçlendirip hastalıklara karşı kalkan oluşudur. Buna bağlı olarak bazı ruhsal komplikasyonlara bile iyi geldiği görülmüştür. Özellikle günümüzde çoğu insanın başa çıkmaya çalıştığı kronik strese karşı etkili bir meyvedir.
Aronya meyvesinin bunca faydaya sahip olması, ondan ilaç yapılması fikrini ortaya çıkarsa da bu konuda başarılı olunamamıştır. Bunun sebebi aronyanın içerdiği yüksek miktarda antioksidanın işlem görünce etkisini yitirmesidir. Uzmanlar bu yüzden aronya meyvesinin suyunun içilmesini veya direkt yenilmesini öneriyorlar.
Aronya fidanı çalı şeklinde olmak üzere 1,5-2 metre boylarında bir bitkidir. Ülkemizde henüz çok bilinen bir bitki olmasa da Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nde aronia yetiştiriciliği hakkında çalışmalar yapılır.
Aronia fidanı, aronya bitkisinin en genç halidir. Aronya, sert iklim koşullarına karşı son derece dayanıklı bir bitki olduğu için soğuk iklimlerde rahatlıkla yetişebilmektedir. -25 dereceye kadar dona direnç gösterebilmesi onun ne kadar güçlü bir bitki olduğunu gösterir. Sadece soğuk yerlerde değil bol güneş alan veya yarı gölge arazilerde de yetişebiliyor olması sayesinde yetiştirilebileceği yer açısından sınırlı değildir.
Aronia bitkisinin yetiştirilebileceği toprak türleri çok fazla olsa da kalkerli toprak bu gruba dahil değildir. Toprağın çok kuru olduğu yerlerde de demir eksikliği sebebiyle yaprak sararması gözlenebilir. Aronya bitkisi için en iyi toprak killi topraktır. Hafif asidik pH koşulları da bitkinin tercih edeceği bir seçenektir.
Her bitki için olduğu gibi aronya yetiştiriciliği için de toprakta birtakım hazırlıklar yapılması gerekir. Arazi tesviyesi, toprağın yaklaşık 30 santimetre derinliğinde çift sürülmesi ve çapalanması bunlardan birkaçıdır.
Aronya, tozlaşmaya ihtiyaç duymayan bitkilerden biridir. Üretimi kendi çekirdeklerinden bile yapılabilir. Toprak yeterince ufalanmış ve gerekli neme sahipse dikim işlemlerine başlanabilir. Dikim sıraları 1,5 metrede bir olacak şekilde işaretlendikten sonra sıraların üzerine 30 santimetre çapında ve 20 santimetre derinliğinde çukurlar açılır. Dikim işlemi bu çukurlara yapılır.
Dikim işlemlerinden sonra kök sisteminin üstüne atılan toprak, ayakla bastırılmak sureti ile sıkıştırılır. Fakat bu işlem gerçekleştirilirken kök boynundan çıkan, fundanın oluşmaya başladığı filizler olan yan dallara zarar verilmemesi konusunda son derece hassas olunmalıdır.
Aronya fidanı dikim zamanı bakımından da son derece rahattır. Yetiştiricilere geniş bir zaman skalası sunar. Sonbaharda, tüm kışta ve ilkbaharın başlarında dikilme imkanı veren aronyanın dikimi için şartlar; toprağın buzlanmamış olması ve vejetasyonun başlamamasıdır.
Aronia, toprağının sürekli nemli kalmasını isteyen bir bitkidir ancak toprak da iyi drene edilmiş olmalıdır. Bu nedenle yeterince yağış almayan bölgelerde toprak nemine dikkat edilerek sulama yapılmalıdır.
Yetiştirilen tüm bitkilerde var olan hastalıklara, zararlı ve yabancı otlara karşı pestisit kullanma ihtiyacı doğabilir. Bu durumda mutlaka yetkili kişiler tarafından reçete edilmiş, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından onaylanmış pestisitler kullanılmalıdır. Pestisitlerin tavsiye edilen zamanda, şekilde ve miktarda kullanımı aronya bitkisi için son derece önemlidir.
Aronya bitkisi çok fazla bakım gerektiren bir bitki değildir. Çalı formunda olması nedeniyle yukarı doğru ok şeklinde büyüyen dallarının budanması önemlidir.
Kaliteli biçimde yetiştirilen aronya bitkisi dikildikten 2-3 sene sonra meyve vermeye başlar. Aronya yetiştiriciliği hakkında detaylı bilgi için bizlerle irtibata geçebilirsiniz.